BUGÜN gerek millet gerek ümmet gerekse insanlık olarak içinde bulunduğumuz zaman dilimi “kan ağlayan bir coğrafyanın hüznü” olarak adlandırılabilir. Nerede bir Türk ve Müslüman varsa bugün kan içinde, zulüm almış başını gitmektedir. Küreselleşme denilen yeni sömürge düzeninin plânlayıcıları dünyayı gözyaşına boğmuş durumdadır.
Aslında mesele o sıkıntıyı çekenlerin acısını beyninde ve gönlünde hissedemeyen et kemik yığınlarınındır. Nerede bir insan acı çekiyor, ağlayıp inliyorsa onun yarasına merhem olmak, o acıyı dindirmek için çareler aramak ve o yarayı sarmak lâzım gel lir.
Eğer manzaraya bakacak olursak bir tarafta Çin işgalinde, nükleer denemeler altında hayatını kaybeden Müslüman ve Türk Uygur kardeşlerimiz, diğer tarafta İsrail bombardımanlarında hayatını kaybeden yaşlı, genç ve çocuk masum Müslümanlar, diğer bir tarafta yeni dünya düzeninin patronu Amerika’nın katlettiği Türkmenler…
Onların başına yağan her bomba gün gelecek bizim de başımıza yağacak. Nükleer denemelerde hayatını kaybedenler yalnızca Uygur kardeşlerimiz olmayacak.Arz-ı Mevûd dâvasıyla Müslümanları katleden İsrail’in yaptığı yanına kâr kalmayacak.
Unutmayalım ki bir devlet küfür ile durur ama zulüm ile ayakta duramaz. Beynimizi ve gönlümüzü saçma sapan şeylerle doldurmak yerine bu acıların, gözyaşının, ızdırabın dinmesi için fert olarak ve millet olarak, ne yapmak lâzım geliyorsa yapmamız gerekir.
Herhangi bir yerde çekilen acıyı, ızdırabı, gözyaşını yüreğimizde hissetmeye başladığımız gün fert olmaya, insan olmaya daha doğrusu adam olmaya adım atmışız demektir. Gündelik işlerle vakit tüketme yerine bu dertlerin ortadan kalkması için eliyle, diliyle, beyniyle ve gönlüyle mücadele eden herkese selâm olsun…
Bu acıları görmezden gelen, ızdırabı yüreğinde hissetmeyen, bu dertlere derman aramayanlara ise yazıklar olsun…
İnşaallah gün gelecek, bu karanlık ufuk aydınlanacak. Bütün insanlık aydınlığa kavuşacak. Bütün insanlığın kurtuluşu ise Müslüman-Türk’ün ses verip “BEN BURADAYIM.” demesi ile başlayacak.
Müslüman -Türk insanı beynindeki ve yüreğindeki esaret zincirlerini kırdığı ve parçaladığı gün inşaallah yeniden dirilişin kutlu kavgası başlayacak…
Bu Ramazan ayı vesile ile zulüm altındaki bütün insanların huzuru, mutluluğu ve kurtuluşu için dua edelim…
Hakan YÜKSEL
