Ana Sayfa 1998-2012 Türkiye’ye dayatmalar (Sebepler ve tedbirler)

Türkiye’ye dayatmalar (Sebepler ve tedbirler)

“Coğrafya, tarih yazar” diye bir söz vardır. Bu, âdeta Türkiye için söylenmiş bir söz gibidir. Türk Milleti, bu toprakları yurt edinmenin ve bin sene tutunabilmenin bedelini tarih boyunca ödemiş ve ödemeye de devam etmektedir. Emperyalistler, Türk’ün gücünü ve kabiliyetlerini çok iyi bilmekte, güçlü bir Türkiye’yi önlerindeki en büyük engel olarak görmektedir. Bu yüzden Türkiye, bütün emperyalistler için ortadan kaldırılması gereken hedef ülkedir. Akla gelebilecek her alandaki dayatmalarla, Türk Milleti savunmasız ve güçsüz bırakılarak yok edilmeye çalışılmaktadır.

- Reklam -

• Türkiye, yaşadığı coğrafyanın jeopolitik durumundan dolayı hedef ülkedir.

• Tarih tecrübesi, liderlik yapabilme vasfı, Türk ve İslâm Dünyası içindeki yeri, başka ülkelere örnek olabilme özelliğinden dolayı hedef ülkedir.

• Hırıstiyan ve siyonistlerin, bu topraklar üzerinde emellerinin olması; bu topraklarda, Müslüman Türk’ün varlığını asırlardır asla kabul etmedikleri için hedef ülkedir.

• Su başta olmak üzere, yeraltı-yerüstü zenginlikleri, enerji kaynakları ve insan kaynaklarından dolayı hedef ülkedir.

Bu saydığımız sebeplerden dolayı, Türkiye, emperyalistlerce hedef ülke kabul edilmekte, uygulanan dayatmalarla ülkesi ve milleti ile yok edilmeye çalışılmaktadır. Türk Milleti, ikinci Ergenekon’u Millî Mücadele’de yaşamıştı. Bu gün millî varlığına kast eden dayatmalar karşısında göstereceği direnç Türk’ün üçüncü Ergenekon’u ve “Yeniden Dirilişi” olacaktır.

Türkiye, bu dayatmaları aşmak için a lacağı tedbirleri iyi tesbit etmeli ve âcilen hayata geçirmelidir. Bu tedbirler şunlardır:

- Reklam -

1. Türk milliyetçileri, her alanda sistemli bir özeleştiri yaparak, gerçekçi bir durum tesbiti yapmalıdırlar. Bu tesbit, Türk milliyetçisi aydınlar tarafından ele alınarak 21. yüzyılın her alanına ve her meselesine verilecek yüzlerce cevap hâline gelmelidir.

2. Bize yapılan en büyük dayatma, bizim olmayan, bize hiç yakışmayan bu düzendir. Bu düzen derhal, âcilen yerle bir edilmelidir. Türk milliyetçileri, “Yıkılsın Düzen, Yaşasın Devlet demeli” ve bunu hayata geçirmelidirler.

3. Türk milliyetçiliği, gelişmiş yetkin bir siyasal program hâline getirilmeli, devlet felsefesi olmalı ve devletin her alanına hâkim kılınmalıdır.

4. Türk milliyetçiliği, ülkenin bütün meselelerini çözebilecek, “Radikal, Reform Programları” ortaya koymalıdır. Bu radikal reformlarla “Millî Devleti” kurmalıdır.

5. Bütün bu çözümlerin olabilmesi için, Türk milliyetçileri iktidara talip olmak ve bu mesuliyeti lâyıkıyla yerine getirmek zorundadırlar.

- Reklam -

6. Devlet, vatandaşı için vardır. Devletin bütün sistemlerindeki yozlaşma ve çürümüşlük, radikal reformlarla ortadan kaldırılmalı; insan haklarına saygılı, vatandaşının mutluluğunu ve refahını amaç edinen, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti oluşturulmalıdır.

7. Türkiye, kendi millî ekonomi modelini oluşturmalı, borç yükünden ve dışa bağımlılıktan kurtularak, “Üreten ve Kendine Yeten Türkiye’yi yaratmalıdır. Böylece ekonomik, fikrî ve siyasî bağımsızlık yeniden kazanılmalıdır.

8. Derhal “Üretim Seferberliği” yapılmalı, ülkenin insan kaynakları başta olmak üzere yeraltı, yerüstü ve benzeri kaynakları en verimli şekilde kullanılmalıdır. Tersine beyin göçü ile, dışarıdaki bilim adamlarımız ülkeye getirilmeli; üniversitelerimiz ve bilim adamlarımız proje seferberliğine başlamalıdır. Türkiye, gen, mikroçip, bilgi-işlem, iletişim, nükleer teknoloji, enerji ve benzeri alanlarda çığır açacak ve ülkeye kaynak sağlayacak projeler üretmeli ve bunları hayata geçirmelidir.

10. Türk milleti hedefsiz, amaçsız, ÜLKÜSÜZ bırakıldı. Yeniden Türk milletine, millî ruh aşılanmalı, hedef ve ülkü verilmelidir. Zira, bir milletin yükselmesi için “Yüksek Düşünmesi” gerekir.

Türkiye, varlığını ortadan kaldırmaya yönelik bu dayatmaları, yukarda belirttiğimiz tedbirleri derhal hayata geçirerek aşmalı, düşmanlarını her alanda bozguna uğratmalı, yarınlarını talep etmelidir. Bu mücadeleyi başarmak için, “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.” Başka hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur. Türkiye’nin geleceğine olan inançla, yarınlara selâm olsun! Yarınlar, yarınları talep edenlerindir; yarınlar AZİZ TÜRK MİLLETİ’nindir.

TEŞVİK ÖDÜLÜ KAZANAN

Z. Zerrin GÜNEŞ

1953 yılında, Ordu’da doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi Ordu’da yaptım. Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Yüksek Okulu, Mimarlık Bölümünden, 1977 yılında mezun oldum. Büro açarak, 9 yıl serbest mimar olarak çalıştım. Daha sonra, mimarî çalışmalarıma Toprak Holding A.Ş. de, içmimar olarak devam ettim. 2 çocuk annesiyim. Oğlumun, özel rahatsızlığından dolayı işimden ayrılarak, 1987 yılından itibaren teknik öğretmen olarak, Yapı Ressamlığı dalında çalışmaya başladım. Bu çalışmalarıma, hâlen Atelye Şefi olarak, aynı dalda devam ediyorum. Kendimi bildim bileli, Türk kültürüne, Türk tarihine, Türk Edebiyatına çok büyük bir sevgim ve merakım vardı. Amatör olarak, ülkemin ve mesleğimin meseleleri üzerine yazılar yazmaktayım. 3 yıldır, Türk-Eğitim Sen bünyesinde, faal olarak sosyal ve kültürel çalışmalar yapmaktayım. Meslekî sorunlarımız, Türk millî Eğitim Sisteminin çarpıklıkları, meslekî Teknik Eğitimde yaşanan Eğitim faciası, Avrupa Birliği Eğitim Projeleri ve bunların ülkemiz için taşıdığı tehlikeler, gençlerimizin kimliksizleştirilmesi, Türkçe’nin doğru kullanımı, Türkçe Eğitim v.b. konularda araştırmalar yapmakta, raporlar hazırlamaktayım. Sendika bünyesinde, bu konularda AR-GE çalışmaları yapmaktayım. Yanlışları ve ihanetleri dile getirerek, çözüm olacak ciddî öneriler hazırlayarak, aydın olarak sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum. Bütün zeminleri, Türk milliyetçiliği fikirlerinin dile getirileceği yerler olarak görüyorum ve fikirlerimi iyi temsil etmek için kullanıyorum. Kamu personeli olmama rağmen, pekçok şeyi göze alarak, Türk milliyetçilerinin “fikir orucunda” oldukları bir dönemde, kültürel mücadelede faal rol alarak, aziz milletime olan vefa borcumu ödemeye çalışıyorum.

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -