Ana Sayfa 1998-2012 Telafer, Felluce, ABD ve İslâm ülkeleri

Telafer, Felluce, ABD ve İslâm ülkeleri

MISIR’da, ABD’nin, Irak’ın kukla hükûmetinin ve Irak’a komşu İslâm ülkelerinin Dışişleri bakanları toplandı, konu Irak, Irak’ın toprak bütünlüğü, demokratikleşmesi, yakında yapılması plânlanan seçim.

- Reklam -

Telafer, Felluce, ABD’nin huzurunda gündeme geldi ise de, cılız geçiyor, ne de olsa hiçbir kural tanımayan, dikilene saldıran, kendi yaptıklarını meşru, başkalarınınkini terör sayan “demokratik insan haklarına saygılı” bir Amerika ve yetiştirdiği İsrail var.

Kürt Dışişleri Bakanı, Sayın Dışişleri Bakanımızın karşısına geçmiş, Irak’ın geleceği müzakere ediliyor.

Irak’ın toprak bütünlüğü, Kürt dışişleri bakanı içinden gülüyor ve eminim ki bir yandan da velinimetine bakıp bunlar ne diyor, hangi toprağın bütünlüğünden bahis ediyorlar diye düşünüyor.

1. Körfez Savaşı’nda Türkiye’nin yardım ve isteği ile tasarlanan, plânlanan Kürt özerk bölgelerinin sınırlarını saptayan ve yalnız o bölgeleri koruyan, güvence altına alan Güvenli Bölge ilân edildi ve Irak fiilen İKİYE bölünmüş oldu. Türkiye bu durumu görmedi, görmek istemedi veya bilerek bilmezlikten geldi, boşuna “Anadolu” Cumhuriyeti veya “Federasyon” tartışmaları söylenmedi.

Hâlen toprak bütünlüğünün üzerinde durma ve Türkmenlerin sözde temsilcilerine de bu düşüncenin tahakkuku için çalışmalarını telkin etme mantıkını anlamak mümkün değil. 1990-2005 nerden baksak 15 yıldır bölünen ve kurumlaşan bir bölgeyi tekrar bütünlük içine katma hayâli içinde olmak, Türkmenlerin bu hayâl boşluğunda yok olmalarına neden olur.

Demokratikleşmeye gelince, Osmanlı’dan ayrılıp devlet hâline gelen ve Irak diye tanınan bu topraklar demokrasi nedir bilmemişler, 35 yıllık dikta rejimi altında yaşayan bir halka demokrasi kültürü getireceğim derse, ancak yalanlarla, uydurma haberlerle dünya kamuoyunu aldatmaya çalışan ve BM’lerin hiçbir yasasını, insana verilen değeri bilmeyen ABD diyebilir. Irak’a bakalım 100.000’in üzerinde demokrasi ölüsü.

- Reklam -

Mısır’da Dışişleri, Tahran’da İçişleri Bakanlarımızın katıldığı Irak’a komşu İSLÂM ülkeleri gerçekleri görüp tavırlarını ortaya koymuş olsalardı.

Dinler, insanlar arasında iyiliği, paylaşmayı, kardeşliği, dayanışmayı, Allah’a karşı sorumluluğu, haksızın karşısında, haklının yanında olmayı, ibadet yerlerinde can alınmay acağını, cana kıyılmayacağını ve ibadet yerlerinin, hasta ve yaralı tedavi edilen sağlık yerlerinin tahrip edilmeyeceğini bilen bu yetkili ve etkili insanlar bunları konuşup tedbir yollarını düşünmüş olsalardı.

Felluce’de, Telafer’de, Musul’da yarın Irak’ın başka bir yerinde demokrasi, bütünlük, “”KUKLA HÜKÛMETİ MEŞRULAŞTIRMAK” için “SEÇİM” yaptırmak uğruna her gün onlarca ceset yanına bir onlarcasını katar, insanlığa ve İslâm ülkelerini yönetenlere Amerikanvarî işkence pozları hediye eder.

İslâm âleminin ve de Türkiye’nin, dindaşlarının, ırkdaşlarımızın, kandaşlarımızın bulunduğu topraklarda insanlık suçu işleniyor. AB ve sinsî yandaşı olan İngiltere, yanlarına aldıkları çoğunluğu Kürt milislerden oluşturulan Irak ulusal güvenlik kuvvetleri ve yetiştirmeleri olan ALLAVÎ VE BARZANÎ’NİN DAMADI EL-GAZİ denen sözde Irak’ı yönetenlerin de onayı alınarak dünya kamuoyunu, BM’leri hiçe sayarak insanlık suçu işleniyor.

Kukla Irak Hükûmeti’nin Başbakanı Allavî kendi vatandaşlarının hunharca öldürülmelerine onay veriyor, Kürtler bu katliama fiilen katılıyor. Felluce, camiler şehri yerle bir, camiler bombalanıyor ve içlerinde, burası kutsal yerdir saklanmaya uygun yerdir diye saklananlar insan hakları savunucuları, takipçileri önünde kurşunlanıyor. İnsan hakları havarileri Türkiye’ye gelip Türk’ün alicenaplığından yararlanıp olmayan şeyleri vardır diye göstermeye, kışkırtmaya, bölmeye çalışacağınıza, işte Telafer, işte Felluce oralara gidin, insanlara olan muameleyi görün ve uygarlık adına utanın. Oralara gidemezsiniz, çünkü karşınıza hiçbir kural tanımayan, haksız ama kuvvetli, kuvveti ile BM’ye, İMF’ye, Dünya Bankası’na ve AB’ye hâkim, sözü elindeki güç sayesinde geçen bir ABD var. Var ki, Edelman Fener Rum Patrikhanesini evrensel olarak ilân ediyor, Kürtçülere, PKK’ya gözümüzün içine baka baka destek veriyor, koruyor, ben kuvvetliyim, güç bende, benim ne dediğim, önüne ne koyduğum önemli.

- Reklam -

Bush ve yandaşları günün birinde harp ve insanlık suçu işledikleri için İnsan Hakları Mahkemelerinde yargılanabilirler mi? Saddam yargılanıyor. 35 yıl içerisinde on binlerce, ABD iki yıl dolmadan 100.000’lerce, Telafer ve Felluce’yi de katarsak işgalcilere karşı vatanı uğruna şehit olanların sayısı daha da çok görülmektedir.

Demokrasiye geçiş için Irak genelinde nüfus sayımı yapılmasına geçici konsey ve hükûmet karar vermiş, ancak direniş ve işgal kuvvetlerinin şiddetli baskısı, dökülen kanlar, bombalar, sayım bilinmeyen bir tarihe ertelenir, buna karşılık seçimin, Telafer ve Felluce’de kan gövdeyi götürmesine rağmen ısrarla yapılması isteniyor.

Türkmenler yönünden sayım olsaydı tartışmalı olan ve Kürtler tarafından az gösterilen gerçek nüfusları belli olurdu.

Seçim, yani milletvekili, belediye, seçilen vekiller kalıcı anayasayı yazacaklar ve yeni hükûmeti belirleyecekler. 30 Ocak 2005 yılında yapılması plânlanan seçimler, bu kargaşa ve ateş altında yapılır mı? Bence yapılır, yapılmaya çalışılacak. ABD için seçimin meşruiyeti önemli değil, nasıl olursa olsun yeter ki yapılsın ve tayin ettikleri, edecekleri hükûmete destek sağlanma görünümü verilmiş olsun. Bu destek kan dökülse, insanlar camilerde öldürülse de sağlanmalıdır. Kürtlerin hâkimiyeti altındaki bölgelerde bir sorun yok, çıkmaz zaten, ilân edilen sıkı yönetim dışında bırakıldılar ve dünya kamuoyuna o bölgelerde istikrarın, demokrasinin var olduğunu bir kere daha göstermek için. Kürtler son oynadıkları Kerkük’ü seçim dışında bırakma oyunları, girişimleri netice vermeyince, anladılar ki Türkmenelinde, özellikle Kerkük’te seçimi kayıp edecekler. Barzanî ve Talabanî ittifaka gittiler, seçime tek liste hâlinde girme kararı aldılar. Kürtler tek liste olarak seçime girecekler, bu ittifak plânı içersinde Türkmenleri bölmek için kendi kuklaları olan, verdikleri parayla sözde Türk ama Kürtlere hizmet eden bir iki Türkmen ve Asurî partisine ittifak listesinde yer verecekler. ABD’nin güler yüzü hürmetine, yaptıkları hizmetlerin karşılığını alacaklar.

Şiî bölgelerinde seçim yapılabilir, sorun çıkmaz, zaten nüfusun % 60’ı Şiî, bu fırsatı kaçırmazlar, Irak tarihinde ilk olarak iktidarın büyük ortağı olacaklar, Şiî Türkmenleri yanlarına almaları onlara güç katar, Kürtlere de şirin görünmek işlerine gelir. ABD’nin yetiştirmesi Allavî Şiî, Felluce’de katliam yapılmasına onay vermiş, işgal kuvvetleri, yanına çoğunluğu Kürtlerden oluşan Irak Ulusal Askerlerini alarak Sünnî Arapların camiler şehri Felluce’de Ramazan ve bayram günlerinde kutsal yerleri bombalamış, dünya kamuoyu BM’ler, Arap devletleri ve İslâm âlemi seyici kalmış, yine ses çıkaran Türkiye ve Türk milleti olmuş. Telafer ikinci saldırıya uğramış, Musul bombalanmış ve seçim gündemde.

Şiîlerin de aralarında ittifaka gitmeleri kuvvetle muhtemeldir. Şiî lider Ayetullah Ali Sistanî’nin aracılığı ile tek liste hâlinde seçime katılma, listelerinin içinde bağımsız Şiî liderlerinden Abdulaziz El Hekim’i, Necef’te direniş gösteren sonra Sistanî’nin araya girmesi ile direnmeye son veren Mukteda El Sadr’ın yandaşlarını ve Irak’ın Başbakanı Allavî’yi de listeye dahil etmeye çalışmaktadırlar. Başarı sağlarlarsa tek liste % 60, hükûmet onların elinde, ortaklarının askerî güç yönünden kuvvetli olan Kürtler olacağı görülmektedir.

Türkmenler ne yazık ki hâlâ tereddütler içerisinde, tam anlamı ile birleşme temin edemediler, bir ara Şiîlerle seçime girme meyli ve sonuç vermeyen girişimleri olduğunu duyduk. Türk olmayan herhangi bir etnik yapı veya kuruluş ile ittifak etmeleri, varlıklarını başkalarının himayesine verme anlamına gelmektedir.

Unutulmamalıdır ki, Şiî veya Sünnî oldukları için değil, Türk olduklarından değişik zamanlarda Irak rejimleri tarafından idam edilmişler, sürülmüşler, tutuklanmışlardır. Bu bilinç içerisinde, Şiîsi Sünnîsi birleşerek tek liste hâlinde seçime girmeleri, Irak’ta ve dünyada VARLIK oldukları, VAR oldukları bakımından büyük yaşamsal önem taşır. Kazanmasalar dahi, ki bu ihtimal çok zayıftır, varlıkları, Türklükleri, Türk oldukları tescil edilmiş olur. Umarım ve temenni ederim Kerkük’te ve diğer Türkmeneli topraklarında bulunan parti ve kuruluşlar bu bilincin, şuurun içerisinde, ileriyi görerek, takdir ederek hareket eder. Bu fırsat Türkmeneli topraklarında GÖK MAVİSİ AY YILDIZLI BAYRAKLARI altında VAR olduklarının, TÜRK kimliklerini ortaya koymada, siyasî mücadelelerinin başarısını tarihe yazdırmanın kanıtı olacaktır.

“TÜRKMEN MİLLİYETÇİ HAREKETİ” Partisi bu konuda çok ciddî çalışmaktadır, tahminlere göre bütün Türkmenlerin % 75-80’nine yakını, her zaman halkının yanında ve içinde olan bu milliyetçi harekete oyunu verecektir. On binlerce afiş, ilân dağıtılmış, örnek olarak: şekil 1, şekil: 2. Halkı için çalışan Milliyetçi Hareket Partisi’ne başarılar dilerim.

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -