Ana Sayfa 1998-2012 TARİHTE BU AY: Şeyh Sait İsyanı

TARİHTE BU AY: Şeyh Sait İsyanı

Kürt devleti kurmak için harekete geçen Şeyh Said; halkı, İslâm Dini’ne hizmet edileceğini söyleyerek etrafına topladı. Olayın gerisinde İngilizler vardı. Musul ve Kerkük için mücadele eden genç Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne problem çıkartılması amaçlanıyordu. Ayaklanma, 26 Mart 1925’e kadar sürdü. Askerî birlikle baş edemeyeceğini anlayan Şeyh Said, İran’a kaçmaya çalışırken yakalandı. İstiklâl Mahkemesi tarafından 28 arkadaşı ile birlikte idama mahkûm edildi. Cezalar, aynı gün infaz edildi.

- Reklam -

Şeyh Said, Çapakçur ilçesinde yaşayan nüfuzlu bir aşiret reisidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, rejimin yerleşmesi için zaman zaman baskı yöntemleri uygulanıyordu. Taşradaki yönetim kadrosunun alt düzeyinde, yeterli tecrübeye sahip olmayan elemanlar da vardı. Bunlardan bir bölümü, suçlu olduğu tahmin edilen insanları teslim almak üzere, oğlunun düğün hazırlığını yapmak üzere olan Şeyh Sa id’in köyüne gelirler.

Şeyh Said kendilerine: Birkaç gün misafirim olun. Düğünden sonra, aradığınız adamları alır götürürsünüz. Der. Görevliler, bekleyemeyeceklerini söyleyip sanıkları götürmek isterler. Bu şekilde başlayan tartışma sonunda, karşılıklı olarak silâhlar kullllanılır. Ölenler ve yaralananlar olur. Bölgede, İngilizler tarafından kışkırtılan ve desteklenen, yönetimden hoşnut olmayan ve Kürt Devleti kurmaları tavsiye edilen çok sayıda insan vardır. Olayı duyduklarında Çapakçur’a gelirler. 13 Şubat 1925 günü, 2.000 civarında insan, olayı protesto etmek için toplanır. Kalabalığın hareketi, daha sonraki günlerde Cumhuriyet aleyhtârı iç ve dış güçlerin yönlendirmesiyle devlete karşı ayaklanma hâline dönüşür. Ayaklananların başında Şeyh Said vardır.

Olayların boyutu hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de görüş ayrılıkları oluşur. Fethi Okyar İçişleri Bakanı ve Başbakan Vekili olarak, ayaklanmanın dar bir bölgenin dışına çıkmadığını söyler. İsmet İnönü ise, tüm Doğu Anadolu’ya yayıldığını iddia ederek rejimin tehlikede olduğunu, ancak kendisinin kurtarabileceğini açıklar. Mecliste güven oylaması yapılır. Hükümet düşer ve İnönü Başbakan olur. 4 Mart 1925 tarihinde yürürlüğe konulan Takrir-i Sükûn Kanunu’na dayanılarak, tahriklerle ve desteklerle iyice kalabalıklaşan ve geniş bir bölgeye yayılan olay kahramanlarının üzerine silâhlı birlikler gönderilir. 15 Nisan 1925 tarihinde Şeyh Said ve arkadaşları e tkisiz hâle getirilir.

Olayla ilgili olduğu söylenen Tevhid-i Efkâr, İstiklâl, Son Telgraf, sayfa, Sebillürreşad ve Aydınlık gibi yayın organları kapatılır, sorumluları tutuklanır. Tutuklananlar arasında Velid Ebüzziya, Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu, Eşref Edip, Ahmet Emin Yalman, Suphi Nuri İleri, Ahmet Şükrü Esmer gibi önemli isimler de vardır. Sanıklar Diyarbakır’da kurulan İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanırlar Şeyh Said ve 47 adamı suçlu bulunarak ölüm cezasına çarptırılır. Yukarıda isimleri geçen önemli kişilerin hepsi beraat eder. Cezalar, 29 Haziran 1925’te infaz edilir.

Şeyh Said Ayaklanması, Türkiye’de iç ve dış önemli gelişmelere yol açtı. Çok partili sisteme geçiş amacıyla kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Partisi kapatıldı. Misak-ı Millî Sınırları içerisinde bulunan Musul’un geri alınması konusundaki milletlerarası kuruluşlar nezdindeki çalışmalara devam edilemedi ve sonraki isyanlar sebebiyle tamamen gündemden düşürüldü. Zaten o dönemde, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne her vesile ile problem çıkarmak isteyenler fırsat arıyorlardı. Şeyh Said Ayaklanması, onların, Türkiye aleyhine kullandıkları fırsatlardan biridir. Ayaklananlara da, devlete de çok pahalıya patladı. Kazanan ise dış düşmanlar oldu.

 

- Reklam -
- Reklam -

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -