Ana Sayfa 1998-2012 Saldırı: “Teröre mi? Devlete mi?”

Saldırı: “Teröre mi? Devlete mi?”

ABD gücünü ortaya çıkaracak ikinci bir Irak macerası tüm devletlerin ve o devletlerde yaşayan halkların toplu şekilde sokak gösterileriyle engellenmeye çalışılıyor. Hangi düşüncenin galip geleceği önümüzdeki günlerde gözlenecektir. Kim ne derse desin, kim ne tavır içine girerse girsin ABD’nin eyleminden vazgeçmeyeceği hakkında geçmişteki görüntülerin kalıntılarına bakmak gerekiyor. Aslında ABD bu saldırısında kendine bir macera aramaktan ziyade, güçlü olduğunun ispatına çalışıyor. Olay bu kadar basit. Bu yönde bir başka şeyi de unutmamak gerekiyor. Dünyanın artık güçlünün yanından ayrılıp haklının yanında olduğu görüntüsü önümüzdedir. Kanımızca 2000 yılı öncesi ve günümüzde de aynı istek tekrar gündemdedir. Bunu unutmayalım. Bu maksat içindeki eylem Türkiyemizde bir terör ile gündeme sokuldu. Bir Asala Örgütü çalışmasında başarısız kalınınca, bir PKK terörü oluşturuluverdi. Terör ile bir Kürt varsayımı geliştirilmek istendi ve siyasî bir atılım ile de Türk milletinin uyutularak başarı yolu çizilebilir mi? Eylemi yapılmaya çalışıldı. Gene de başarılı olunamadı. Türkiye’nin haklarından vazgeçmemesine dayalı olarak 1925-1952 yılları içinde İngilizlerin mandasına da göz yumularak Irak hududu içinde bırakılan, Musul-Kerkük’ün (Erbil dahil) bugün ABD’nin Irak’ı işgal etme plânının önde gelen düşüncesi olduğu unutulamamalıdır. Zira 1952 yılında İngiliz mandası sona ermesine rağmen devletimizi yönetenler kısa bir vade ile Musul-Kerkük petrollerinden pay alarak işi yokuşta tutmuşlar ve günümüzde bu yerlerde devletimizin tüm haklarının tamamen silineceği bir ortam yaratılmasına göz yummuşlardır. İşte devletimiz için günümüz gündeminden indirilmeyen olaylar bizleri 1925’lere kadar geriye götürüyor. Lozan barışı sırasında önümüze konan yemeğin esasında Misak-ı Millî hududumuzun daraltılması ve arkadan da bir Kürt devletinin kurulmasındaki düşünce yatıyor. Yeni hükûmetimiz her hâliyle savaşa hayır dese de Musul-Kerkük üzerindeki haklarımız için herhangi bir tezi gündeme sokmamaktadır. İşte işin ilginç yanı budur. Misak-ı Millî hududu Irak topraklarında artık unutulmuş görünmektedir. Oysa İstiklâl Savaşı sırasında çizilmiş olan Misak-ı Millî hududunun unutulmasına imkân var mı? Bir başka önem taşıyan husus da Körfez Savaşı’nda ABD’nin Türkiye’nin zararlarına bir çizik atması ve devletimizi büyük ekonomik kriz içine itmesidir. Yeni eylemi ile daha büyük ekonomi krizi içine girmeyeceğimizi kim söyleyebilir? ABD’nin son saldırısını kim ne derse desin Irak’ın Başkanı SADDAM için değil, Orta Doğu’da gücüne daha çok güç katmak için yaptığı inkâr edilebilir mi? Tabiî ki bu düşüncenin Avrupa Birliği karşısında ABD’nin kendi gücünü bu diyarda ispatlayarak kendinin ön plânda kalmasını sağlamak en büyük arzusudur. Dünya çapında yapılan ve de yaptırılan araştırmalar AB’nin bir Avrupa Birleşik Devleti olma yolunda aldığı olumlu mesafedir. Her ne kadar İngiltere AB’den bazı şartlar içinde sıyrılmak istiyorsa da, asılda Irak petrollerindeki tecrübesiyle Musul-Kerkük üzerinde yeni bir manda ortamı yaratabilir miyim diye bir düşünceden kendini kurtaramamaktadır. Şimdi Türkiye ne yapmalıdır? Musul-Kerkük toprakları üzerinde bir Kürt devletinin kurulmasını önleyip oradaki kandaşlarımızın kendi yönetimini elde etmelerini sağlayarak otonom bir idare sistemi yaratmaktadır. Lozan Antlaşması’nda Irak’taki Türkmenlerin bir devlet çatısı altına konulmasının zaten önerilmiş olduğu bilinmektedir. Böyle bir düşünceyi sağlamamız karşısında, günümüz devletlerinin özellikle ABD’nin bu durumu kabul etmesi hâlinde hem dünya devletlerini hem Irak’taki yanlış olarak görüntülenen yönetimi düzgün bir çizgiye çekeceği açıktır. Teröre saldırı terörün çalışmasını durdurmakla olur. Terör bir devlet eylemi değildir. Bir devlete saldırıp terörü kaldıracağım düşüncesi bir varsayımdan öteye gitmeyecek eylemi getirir. Bir devletin terör devleti düşüncesine uymadan hükûmetimiz her şeyi Türk milletine zarar vermeyecek şekilde, yeniden hüsranla bitecek olaylara girmeden düşünmek, geçmiş olayları da ele alarak değerlendirip öyle karar vermek zorundadır.
 

- Reklam -
- Reklam -
- Reklam -

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -