Ana Sayfa 1998-2012 Özel Emeklilik Sigortası

Özel Emeklilik Sigortası

SEL-sal takılı, Türk Dilbilgisi kaidelerine aykırı isimlere sahip kurumlar, biri-biri ardına kamu alanına giriyorlar. Bunlardan biri; Bireysel Emeklilik Sigortası adı ile 27 Ekim 2003 tarihinde faaliyete geçti. Adı gibi, sistemin de kurallara aykırı olmasını engelleyemeyecek olsa bile, biz yine de özel Emeklilik Sigortası (ÖES) diyelim.

- Reklam -

ÖES, kişilerden çok, sigortacılık sektörüne hizmet edecek bir sistem olarak oluşturuldu. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sistemi (SGS), 2002 yılında 1 katrilyon liradan fazla açık verdi. Hedef, ÖES sisteminde biriken paraların bir bölümünü kullanmak suretiyle kamu bütçesinde oluşan kara deliği, kısmen de olsa kapatmak. Devletimiz, Sosyal Devlet anlayışının gereği olarak kamu kesiminde ve özel sektörde çalışanların emeklilik haklarını bizzat üstlenirken, herhangi bir işte çalışmayan vatandaşlarının da emeklilik hakkı kazanmasını istiyor. Bunun için yalnızca iki şart var: 1- On yıl süre ile ÖES primi ödemek, 2- Emeklilik aylığı alabilmek için 56 yaşını doldurmuş olmak… Bu sürelerin sonunda. dileyen biriktirdiği parayı toplu olarak geri alabilecek, dileyen aylık olarak ölünceye kadar maaş şeklinde tahsil edebilecek. Yetki belgesi alan 11 şirketten 5’i, 27 Ekim 2003 tarihinden itibaren, 6’sı, hazırlıklarını tamamladıktan sonra prim toplamaya başlayacak. Yetki belgesi alan 11 şirketin isimleri şöyle: Ak Emeklilik (Akbank), Anadolu Hayat Emeklilik (İş Bankası), Ankara Emeklilik, Başak Emeklilik (Ziraat Bankası), Commercial Union Hayat ve Emeklilik, Doğan Emeklilik, Garanti Emeklilik ve Hayat (Garanti Bankası), Koç-Allianz Hayat ve Emeklilik (Koç Bank), Oyak Emeklilik (Oyak Bank), Vakıf Emeklilik (Vakıflar Bankası), Yapı Kredi Emeklilik (Yapı Kredi Bankası)

ÖES sistemine ilk yılda 500.000 başvuru olacağı ve 1,5 milyar dolar para toplanacağı tahmin ediliyor. Onuncu yılın sonunda emekli sayısının 3 ilâ 3,5 milyon kişiyi bulması, toplanan paranın de en az 10 milyar dolar olması bekleniyor. Toplanan paralar, ÖES kurumları tarafından oluşturu lan ve değişik isimler verilen fonlarda, gelir getirecek şekilde değerlendirilecek. Gelir getirecek yatırımların içerisinde, devlete borç para verme yöntemi ağırlıkta. Sistem, âdeta banka gibi çalışacak. Bankacılık sisteminin karşılaştığı olumsuzluklara benzer pozisyonlara maruz kaldığı takdirde, sistemin bir garantisi yok.

FAYDALI OLABİLİR

Sistem, batılı ülkelerde uzun yıllardan beri uygulanıyor. ÖES gelirlerinin millî gelir içindeki payı en yüksek olan ülke: 117 ile İsviçre, Hollanda, ABD, İngiltere ve Avusturya’da, millî gelirin % 50’si oranında ÖES fonu oluşturulabiliyor.Türkiye’nin bu rakamlara, 20-25 yıl sonra bile ulaşabilmesi mümkün görülmüyor. ÖES sistemi, en çok enflâsyonu uzun yıllar % 3-5 aralığında tutabilen ülkelerde başarılı olabiliyor. Rusya, El Salvador, Kazakistan ve Meksika’da ÖES yaptırmak mecburî. Şili, kısa zamanda en büyük başarıya ulaşan tek ülke olarak dikkati çekiyor. Şili’de emeklilik fonlarının millî gelire oranı % 45.

ÖES, Türkiye’de mevcut SGS kuruluşlarının alternatifi değil. Açık ifadesiyle belli bir yerde ücretle çalışanlar, SSK ve Emekli Sandığı’na, serbest meslek mensupları da Bağ-Kur’a prim ödemek mecburiyetindeler. ÖES bu gibi kişiler için ikinci bir emeklilik sistemi olarak hizmet verecek.

Sistemin Türkiye’de başarılı olabilmesi, çok yönlü şartlara bağlı. Avantajlı ve dezavantajlı yönlerimiz var. Genç nüfusumuzun fazla oluşu, en büyük avantaj. Bizde, emeklilik/toplam nüfus oranı: % 6,5. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde, toplam emeklilerimizin genel nüfus içerisindeki oranı: 15,6’ya çıkacak. Bu oran ABD’de bugünden % 15’e, İngiltere’de % 20,8’e, Almanya’da % 22,7’ye, Yunanistan’da % 23,7’ye ulaşmış durumda. Emekli sayısının az oluşu, sisteme giren kuruluşlara, toplanan para miktarının yüksek oluşu sebebiyle büyük avantajlar sağlıyor. Ancak, toplanan paralar iyi değerlendirilemezse, emekli sayısı arttığında, sistem çok kısa zamanda çöker. Enflâsyonun tek rakamlı seviyelere düşürülmemesi hâlinde ise kazanan; sistemdeki kuruluşlar, kaybeden ise katılımcı vatandaş olur. Enflâsyonun yüksekliği oranında kayıplar çok büyük olur ve telâfisi söz konusu değildir.

- Reklam -

YENİ DEĞİL

ÖES, Türkiyemiz için yeni bir uygulama değil. Geçmişte de vardı. Birçok vatandaşımız acı sonuçlarına katlandı. 1970’li yıllarda, bir Türk sigorta şirketi, kampanya başlattı. 25 yıl boyunca ayda 100 (yazı ile yüz) lira ödediği takdirde, sürenin sonunda isteyene toplu olarak 150.000 (yüzelli bin) lira, isteyene de ölünceye kadar ayda 150 (yüzelli) lira ödeyeceğini açıkladı. Sisteme giren her 100 kişiden birine de noter huzurunda yapılacak kura çekilişi ile bir Anadol otomobil vereceğini duyurdu. O tarihlerde Anadol otomobil 26.500 (yirmi altı bin beş yüz) lira idi. Açıklandığına göre sisteme 40.000’e yakın kişi katılmıştı. 1995’e, 2000’lere gelindiğinde, katılımcıların almaya hak kazandıkları toplu ve aylık ödemeler için kullanılacak para birimleri bile kalmamıştı. Ve o rakamlar artık dilencilere bile verilmiyordu.

Hatırlanacağı üzere 1990’lı yılların başında, Mecburî Tasarruf Fonu oluşturulmuştur. Fonda toplanan paralar, devlet tarafından değerlendiriliyordu. Gerek gelirlerin, gerekse ana paraların ödemesi daima gecikmeli oldu. Gecikmeler sonunda ödenen paralar da işe yaramaz miktarda idi.

Türkiye’de, çalışanların emekli olduklarında, çalıştığı günlerdeki gelirine yakın ölçüde emekli aylığı alabilmesinin sağlanması sorumluluğu daima devlete ait olmuştur. SGK, netice itibariyle bir işletmedir. Devletimiz, üzücüdür ki, hiçbir zaman iyi bir işletmeci olamamıştır. Kalite düşük, maliyet yüksektir. ÖES ile bu olumsuzlukların aşılacağı tahmin ediliyor.

BEKLENTİLER

- Reklam -

ÖES, uzun vadeli yatırımın özelliğine sahip. Toplanan paralar, kamu ve özel sektörde kredi olarak kullanılabilecek. Ayrıca oluşan kaynaklar, sermaye piyasasında değerlendirileceği için para piyasalarının gelişmesine katkı sağlayacak. “ÖES ile oluşan kaynakların, 10 yıl sonra millî gelire oranı % 5 civarında olacaktır.” tahminleri yapılıyor. Bu oran, karşı karşıya bulunduğumuz ekonomik problemleri çözmek için yeterli olmayacağı gibi, ulaşılması da kolay değil.

Bizde âdettir. Her yeni sistem uygulamaya konulduğunda: “Sistem gelecek, dertler bitecek!” sloganları seslendirilir. Bu defa da öyle oldu.

ÖES sisteminin ekonomiye sağlayacağı katkılar inkâr edilemez. Fakat fazla da büyütülmemeli. Sistem, yeni iş imkânlarının oluşmasına, yeniden gerçekleştirilecek iç ve dış borçlanmalarda miktar azalmasına, vadelerin uzamasına elbette katkıda bulunacak. Fakat bunlar, çorbada tuz kabilindedir. En çok yararlananlar, reklâm sektöründe olacak. Çünkü halkımızın sistemi benimsemesi, sistemin tanıtılmasına bağlı. Verilen bilgiler yanıltıcı da olsa, halk ikna edilirse, katılım çok olur.

SORULAR-CEVAPLAR

Akla gelebilecek sorulara, şu kısa cevaplar verilebilir:

• Sistem, tamamen özel sektör tarafından uygulanacak. Devlet, yalnızca denetleyici olacak.

• Katılımcılar, yetkili şirketler arasından biri ile çalışmakta tamamen serbest oldukları gibi, ödedikleri paraların yatırılacağı fonların belirlenmesinde de söz sahibi olacaklar. Tercih edilen fonda sonradan değişiklik yapılabilir. Firmaların müşteri temsilcileri, katılımcılara ücretsiz danışmanlık hizmeti verecekler.

• Medenî haklarını kullanma hakkına sahip herkes, (mevcut SGS kurumlarına prim ödemekte veya bu kurumdan emeklilik aylığı almakta olsalar bile), katılımcı olabilir.

• Ödenecek aylık primler için alt ve üst sınır yok. Türk Lirası, ABD Doları, ve Euro birimlerinden birinin tercihi de mümkün. Süre sonunda, toptan ve aylık ödemeler, ödeme günündeki kurlara göre Türk Lirası ile gerçekleştirilecektir.

• Şirketler arası transferler yapılabilecek ve bu durumda hak kaybı olmayacak, başlangıçta ödenen giriş aidatı tekrar alınmayacak.

• Katılımcılara yapılacak toptan ve aylık ödemelerin miktarı için herhangi bir garanti verilmesi söz konusu değil. Ancak, ödenen paralar hiçbir şekilde kaybolmayacak.

• Sisteme erken girenler daha avantajlı olacaklar.
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -