Ana Sayfa 1998-2012 NEYİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR?

NEYİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR?

Hakkında yazılan yüzlerce kitapta Atatürk’ün hayatı enine boyuna anlatılmıştır. Ancak, bunların pek azında Onun insanî yönüne dikkat edilmiştir. Bu kitapların yazarlarına göre Atatürk, başarılı bir asker, devlet kurucu bir siyaset adamı ve yöneticidir. Bu yolda yaptığı çalışmalar, verdiği mücadeleler uzun uzun dile getirilir. Buraya kadar tamam! Hepsi doğrudur. Atatürk, bu yönleriyle milletimizin gönlünde sarsılmaz bir mevkiye sahip olmuştur. Bu yerini de, gelecekte uzun süre koruyacağı anlaşılmaktadır.

- Reklam -

Okullarda bizlere tanıtılan, resmî yayınlarda ifade edilen, Atatürk’ün hep bu yanıdır. Oysa, bir insanı tanımak, hele deha mertebesinde bir insanı tanımak, sadece bu yönleri hakkında bilgi sahibi olmakla mümkün değildir. Atatürk, her şeyden evvel bir insandır. Onun da hayâlleri, hüzünleri, sevdaları, gönül maceraları, kırgınlıkları, sevinçleri vardır. Böyle olması da son derece tabiîdir. Önemli olan, hayâllerinin peşine şuursuzca takılıp gitmek değil, onları aklın yolunda adım adım gerçekleştirmektir. Daha Selânik’te genç bir subayken arkadaşlarına ilerdeki mevkileri dağıtmas ı üzerine sorulan soruya karşılık, gelecekte bu mevkileri dağıtabilecek bir konumda olacağını söylemiştir. Sofya’dan İstanbul’daki Madam Corinne’e gönderdiği mektupta büyük ihtirasları olduğunu yazmıştır. Ama, bunların gerçekleşmesini zamana yaymayı tercih etmiştir. Erzurum Kongresi sırasında, yani Millî Mücadele’nin henüz başında, maiyetindeki Mazhar Müfit (Kansu)’ya ilerde cumhuriyet kurulacağını söylediği vakit, o “artık bu kadarı da fazla, olacak iş değil” diye düşünmüştü. Atatürk, bunu “millî bir sır” olarak muhafaza etmiş ve dört yıl sonra gerçekleştirmiştir.

Hâtıralar yayınlandıkça, yeni belgelere erişildikçe Atatürk’ün az bilinen yönleri ortaya çıkmaktadır. Bunları göz önüne almadan tam bir biyografi yazmak mümkün değildir. Eksik kaleme alınan biyografiler, üzerinde çalışılan kimselerin yanlış tanıtılmasına sebep olur.

Atatürk hakkında çok hacimli bir kitap yazan Andrew Mango da bir kısım gerçekleri görmezden gelmek veya inanılır bulmamak gibi bir eğilimin sahibidir. Askerî ataşe olarak Sofya’da bulunduğu sıralarda yaşadığı bir aşk macerasını, sonradan uydurulma olarak tanımlamaktadır. Genç Mustafa Kemal, Bulgar eski Harbiye nazırı General Kovaçev’in kızı Dimitrina (Miti) ile uzun süreli bir gönül ilişkisi yaşamıştır. Bu sırada, ilerdeki hayâlleri ile Dimitrina’ya olan sevgisi arasında gidip gelmiştir. Hattâ bir ara, onunla evlenmeyi dahi düşünmüştür, Bu konu ile ilgili araştırmalar, hattâ kitaplar yayımlanmıştır. Bulgar yazar Liliana Serafimova, aynı konuda belgesel bir roman kaleme almıştır: “Mustafa Kemal ve Miti Kovaçeva Umutsuz Bir Aşkın Öyküsü”. Hasan Yılmaer, yıllar önce Bulgaristan’a giderek Dimitrina konusunda araştırmalar yapmış ve bunları Milliyet gazetesinde yayımlamıştır. Mango’nun kaynakları arasında bu iki çalışmaya da rastlanmamaktadır.

Şevket Süreyya Aydemir ise, ünlü “Tek Adam” biyografisinde Mustafa Kemal’in Sofya’daki hayatını birkaç cümle ile geçiştirmiş, bu konuda yazılanların ciddiyetine inanmamıştır. Onun içindir ki, “Tek Adam”ın o bölümü son derece cılız ve yetersizdir.

Binbaşı Mustafa Kemal’in, Levanten bir ailenin kızı olan Madam Corinne ile olan aşk macerası, dostluk sınırlarını tamamen aşmıştır. Bunu, Mustafa Kemal’in Corinne’e yazdığı mektuplardan anlıyoruz. Onun kendi ifadesine de inanmamak olur mu? Kaldı ki, Corinne’in yeğeni Melda Özverim, geniş açıklamalarla birlikte bu mektupları kitap hâline getirmiştir:”Mustafa Kemal ve Corinne Lütfü”. Bu kadar yayını dikkate almadan Atatürk’ü anlatmak, onu eksik tanıtmaktan başka bir şey ifade etmez.

Bazı çevrelerdeki yerleşmiş kanaate göre, Atatürk’ü heykelleri gibi anlatmak yeterlidir ve hattâ gereklidir. Heykel, hissiz, duyarsız, bazı kere de anlamsızdır. Heykellerinin çoğu da Atatürk’e tam benzemez. Böyle bir Atatürk portresi ile gençliğimizi oyalamak bence hiç doğru değildir. Onlar zannediyorlar ki, böyle taşlaşmamış, “ete kemiğe bürünmüş” bir Atatürk dile getirilirse millet ona olan sevgisini yitirecektir. Tamamen yanlış bir düşünce. Atatürk’ü bütün boyutlarıyla ele almak, onu daha sıcak, daha yakın yapacağı için geniş halk kitlelerinin sevgisi daha da güçlenecektir. Atatürk’ü her yönüyle tanırsa, millet onu daha içten sevecektir. Atatürk sevgisinin gerçekleri örtmekle sağlanacağını sananlar fena yanılıyorlar.

- Reklam -

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -