Ana Sayfa 1998-2012 Kültür Bakanı’nı Başka Yapılacak İşi Kalmadı mı?

Kültür Bakanı’nı Başka Yapılacak İşi Kalmadı mı?

Komünist ve Rus ajanı Nâzım Hikmet ve yerli işbirlikçileri ile yarım asır evvel uğraşmış bir Türkçü olarak, artık bu mevzuda yazı yazmayı hiç arzu etmediğim hâlde, 15 Ocak 2000 Pazartesi günü 20.00 ajansını devletimizin kanalında izlerken spiker Rahmi Aygün’den duyduğum haber bu konuda sizlerin huzuruna çıkmama sebep oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür Bakanı İstemihan Talay, Nâzım Hikmet Vakfı’nın tertiplediği bir toplantıya konuşmacı olarak iştirak ediyor ve Türk vatandaşlarının isteğine uyularak 2002 yılının Nâzım Hikmet Sanat Yılı olarak kutlanmasının arzu edildiğini bildiriyor.

- Reklam -

Biz Kültür Bakanı’nın geçen yıl Unesco’ya başvurarak, şairin doğumunun 100. yılı olan 2002 yılının Nâzım Hikmet Sanat Yılı olmasını talep ettiğini biliyorduk.1 Hattâ bir adım daha ileri giderek geçtiğimiz Haziran ayı başında Moskova’daki mezarının başında yapılacak anma törenini resmîleştirmek amacıyla bakan olarak iştirak edeceğini bile ilân etmiş fakat, Türkçülerin müdahâlesi üzerine bu münasebetsizlikten vazgeçip müsteşar muavini unvanlı bir kâtibini göndermişti.

DSP’li solcu kültür bakanları ve milletvekilleri, memlekette yapılacak başka bir olumlu iş kalmamış gibi hep Nâzım Hikmet işini kaşırlar. Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş da mezar işiyle uğraşmış, Timuçin Savaş da Ru s kültür bakanıyla görüşerek naaşın Türkiye’ye getirilmesi için resmî temaslarda bulunmuştur. Fikri Sağlar en beceriklisi çıktı, heykelini yaptı. Bunların işi gücü Nâzım Hikmet. 1994 yılında Adıyaman milletvekili Celal Kürkoğlu Nâzım Hikmet’in vatandaşlık hakkının iadesi için T.B.M.M. Başkanlığı’na yasa önerisi bile verdi. Esenyurt Belediyesi bir bulvara Nâzım Hikmet ismini verirken Avanos Belediyesi de mezarına yer tahsis etti. Şu hâle bakınız; dünyada sanat yılı yapılacak başka Türk sanatçısı, ilim adamı kalmamış da iki defa yeraltı komünist teşkilâtıyla beraber yakalanıp hapse atılan, Anadolu insanı Millî Mücadeleyle uğraşırken 1922’de Rusya’ya kaçıp “Doğu ülkeleri emekçi komünist üniversitesi”nde okuyarak dünyayı yerinden oynatacak devrim ateşiyle yanıp tutuşan ve dönüşünde milletin birliğe ve sabıra ihtiyacı olduğu bir dönemde Rusya’dan getirdiği sosyalizmi yaymaya çalışan2, Harp Okulu öğrencileriyle kurmayı başardığı gizli teşkilâtın basılması üzerine 1937’de tekrar tutuklanan ve aftan istifade edip tekrar Rusya’ya kaçıp senelerce memleketimiz aleyhine Türk dünyasında nutuklar çeken, “gözlerimin ışığını Stalin’e borçluyum, her şeyimi ona borçluyum, o beni yarattı, o beni yaşatıyor”3 diyen haini Unesco’ya teklif edeceğiz. Ahmet Yesevîlerin, Hacı Bayram-Hacı Bektaş Velîlerin, Yunus Emrelerin, Âşık Veysellerin, vatan ve bayrağı için en güzel şiirleri yazan Arif Nihat Asyaların, Orhan Şaik Gökyayların kemikleri sızlamaz mı? Bu ne basitliktir. Sizi kim, kültür bakanı yaptı?

Komünist Sovyet ajanı Nâzım Hikmet’in; vakfıyla, mezarıyla, anma toplantılarıyla, şiirleriyle uğraşan aydınlar! kim, biliyor musunuz? Çoğu solcu köşe yazarı, birkaç komünist şair ve film sanatkârı, toplam onbeş yirmi kişi, isimleri ezberimde. Son yıllarda da Rus-Türk İşadamları Birliği (RTİB)’ni kullanıyorlar. Bütün faaliyetleri abartılı ve yalanlarla dolu. “Nâzım Üniversitesi” dedikleri İstiklâl Caddesi’nin bir pasajındaki iki odalı toplantı yeri.

Elli yıl önce bizim Kültür Bakanı ya üç-beş yaşında yahut anasının karnındayken 1951 yılında da bugünkü manzarayı aynen yaşadık. Nâzım Hikmet’in affı için aynı gruplara mensup 185 aydın! bugünkü gibi imzalar topladılar, makaleler yazdılar. Nihayet genel affın özelliklerinden istifade ederek serbest kalan Nazım Hikmet 23 Haziran 1951’de kaçarak Demirperdeye sığınmıştı. Hadiseler, Türk milliyetçilerini görüşlerinde haklı çıkarmıştır. İşte Nâzım Hikmet’in affı için uğraşanlar Türkçüler tarafından tespit edilip ilân edilerek Türk milliyetçiler Derneği Ankara Şubesi tarafından ve benim imzamla kitapçık hâline getirilerek o yıllarda alışık olunmayan bir coşku ve alâka görmüştü.4

Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı’nın 2002 yılının kendi adına sanat yılı olarak kutlanmasını teklif ettiği Nazım Hikmet’in cevabını şiirleriyle, İstemihan Talay’a hediye ediyorum. Unutulmamalı ki, bu şiirler Rusların Doğudaki üç ilimizle Boğazlar üzerinde denetim hakkı istemesinden sonra, yani o karanlık yıllarda yazılmıştır.

Seni düşünüyorum

- Reklam -

Türkiye komünist partisi,

T.K.P’em benim,

Seni düşünüyorum.

Sen dünümüz, bugünümüz,

yarınımızsın,

- Reklam -

En büyük ustalığımız,

En ince hünerimizsin.

Hacıoğlu Salih

Bu akşam Moskova’da bayram eğledik,

Kutladık inkılâbın yıldönümünü,

Dolaştık türkü söyleyerek meydanları.

Marks, Engels, Lenin

Moskova 1956

Otobiyografi

1902’de doğdu. Ondokuzunda Moskova’da komünist.

Üniversite öğrencisi,

Kırkdokuzunda yine Moskova’da

Tiseko-parti konukluğu.

İşte, en büyük şairlerinin ezgileri.

Tanrı Türk’ü Korusun.

DİPNOTLARI

1- 3.2.2000 Hürriyet

2- 3.4.1993 Zaman-Özcan Ünlü

3- Cumhuriyet Gazetesi arşivi.

4- Komünist Nâzım Hikmet’in 185 himayecisine. Sami Yavrucuk 1951.
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -