Ana Sayfa 1998-2012 Kısa Kısa Kısa...

Kısa Kısa Kısa…

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK

- Reklam -

10 Nisan 1950’de ulu bir çınar, çok değerli bir vatan kahramanı, üstün bir askerî şahsiyet olan merhum Mareşal Fevzi Çakmak, Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu. Yaşları 60 ve 60’ın üstünde olanlar o büyük insanı yakınen tanırlar. O Mareşal ki, Trablusgarp ve Balkan savaşlarından itibaren (1911-1913) birkaç meydan savaşına katılarak o rütbeyi hakkıyla kazanmış, daha sonraları 20 yıldan fazla Türk Silâhlı Kuvvetlerimizin Genelkurmay Başkanlığını deruhte etmiş, 6-7 yabancı dili iyi bilen, geniş kültürlü, ciddî ve çok dürüst bir askerî şahsiyetti. Ölümünden itibaren TRT’de her sene bu mübarek insan sitayişle an ılarak hizmetleri sayılır ve Türk gençliğine tanıtılırdı. Ancak bakıyoruz ki, son senelerde bu iş angarya kabilinden sayılıp kuru birkaç cümle ile geçiştirilmektedir. Son iki senedir (özellikle bu 10 Nisan’da da) aynı durumu medyada görmüş olduk. Yani bu merhum vatan evlâdı için program hazırlanmadığı gibi, renkli basında da yazar-çizer takımı mensupları birkaç satırla olsun yazmadılar, bahsetmediler. Oysa, ölmüş birtakım şair ve ozan bozuntularına, Türk’ün millî-mânevî değerlerini ayak altına alan roman ve hikâye yazarlarına alkış tutup sayfalar ayıran o iki yüzlü kalemşörler bu büyük insanı acaba neden hatırlamazlar? Bunun sebebini gayet iyi biliyoruz. Ancak, onlara sadece “yazıklar olsun” demeyi tercih ediyor, yorumu siz okuyuculara bırakıyoruz.

2002 MANİSA MESİR ŞENLİĞİNDEKİ REZALET

Şânı büyük Kanunî Sultan Süleyman Han devrinden beri devam edegelen tarihî ve geleneksel Manisa Mesir Şenliğinde başımızdaki politikacılardan bazıları ayıp sayılabilecek davranışlarda bulundular. Olayı medya, aynı günün akşamı, yani 21 Nisan Pazar akşamı görüntüleriyle birlikte vermişti, seyredenler hatırlarlar. O gün, ANAP ileri gelenleri, Başbakan yardımcısı ile birlikte Manisa’da bazı açılışlarda bulunmuş, sonra da tarihî Mesir Şenliğinde halkın arasına katılmışlardı. Amma ne katılış o Yarabbim. Koruma memurlarının desteğinde o kalabalığın içinde adım atıp yürümek mümkün değilken, onlara bütün yollar açılmakta, korumalar ellerindeki şemsiyeleri tersine tutmak suretiyle siyasîlere mesir macunu toplamaya başlamaktaydılar. Caminin şerefesinde macunları savuran Diyanet ilgilileri yalakalık olsun diye daima o tarafa atıyor, âdeta onlara hizmet ediyorlardı. Nihayet aklı başında birçok cesur Manisalı bu rezilliğe dayanamayıp avazları çıktığı kadar bağırarak “yuh” çekmişlerdi. Bizler de bunu kınıyor “yuh olsun ervahına” diyoruz.

Allah, bunların şerrinden Türk milletini korusun.

M.Ö.
 

- Reklam -
- Reklam -

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -