Ana Sayfa 1998-2012 KARA HAREKÂTI

KARA HAREKÂTI

Olması gereken kara harekâtı pek de beklenmedik bir zamanda uygulamaya konuldu. Haberler, harekâtın, elverişsiz mevsim şartlarına rağmen başarıyla sürdürüldüğünü gösteriyor. Silâhlı kuvvetlerimizin değerli komutanlarına ve Mehmetçiklere kolaylıklar diliyoruz.

- Reklam -

İlk yorumlar, başlıca iki noktada toplanıyor: (1) Kara harekâtı daha evvel yapılsaydı, alınacak sonuçlar daha verimli olurdu, (2) Kara harekâtı, PKK’nın imha edilmesi için yeterli değildir. Her iki görüşte de isabet payı olduğunu söyleyebiliriz. Ama, kaybedilmiş fazla bir şey yoktur. Harekât baskın şeklinde gerçekleşmiştir. Bu da başarı için bir avantaj sağlamaktadır.

Terörü kınadıklarını, hattâ onunla mücadele ettiklerini ifade eden Avrupa ülkelerinden itirazlar ve mırıldanmalar beklenmelidir. Bunların artık hiçbir kıymeti kalmamıştır. Cümle âlem biliyor ki, pek çok Avrupa ülkesi PKK’yı, yani terörü desteklemektedir. Onların TV yayınlarına müsamaha göstermekte, finans sağlayan elebaşılarını mahkemelerde serbest bırakmakta, askerlerimizi şehit eden mayınları, silâhları, roketleri PKK’ya vermektedir. Bu davranış elbette dostluğa filan sığm adığı gibi Avrupa Birliği hayallerini de suya düşürmektedir.

Türkiye, havadan sonra kara harekâtı ile güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Bu, her ülke için son derece meşru bir haktır. Teröre kapılanmış militanların, ülke içinde rahatça hareket etmelerine, canları istediği zaman baskınlar yapıp askerlerimizi şehit etmelerine göz yummak asla söz konusu olamaz. Bu yolda bize yapılması muhtemel ikaz ve ihtarlara onun için kulak asmamak gerekir.

Şimdi birtakım çevrelerin birtakım adamları, kara harekâtına açıkça karşı çıkamayacak, fakat bunun çözüm getirmeyeceğini ileri süreceklerdir. Bunlar ya eski tüfek neoliberaller veya ikinci cumhuriyetçiler olabilir. Onların, Türk kamuoyu üzerinde artık hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur, olmamalıdır. Terör örgütünün Meclise kadar girmiş uzantısı ise, mutlaka karşı çıkacaktır. Çünkü PKK’nın militan gücü sona erdirilir veya büyük darbe yerse kendilerinin varlık sebebi ortadan kalkacaktır.

Askerî harekâtın hedefleri hakkında bir fikrimiz yoktur. Olmaması da gerekir. Bu, askerin bilgisi dahilinde kalmalıdır. Ancak, eğer siyasî hedef iyi belirlenemezse, harekâtın başarısı beklenen sonuçları veremeyebilir. Burada asıl görev iktidarın siyasî irade göstermesinde, onun bunun telkiniyle geri adım atmamasında, ülkemizin haklarını ve güvenliğini sağlamakta herhangi bir tereddüt göstermemesidir.

Kara harekâtının, PKK elebaşıları ve militanları üzerinde sadece imha edici etkisi olmayacaktır. Kamplarının yok edilmesi de, telâfi edilecek hususlardandır. Ancak, özellikle psikolojik etkinin çok büyük olması beklenmelidir. Hava harekâtı, terör örgütünü saldırıdan savunmaya geçirmiştir. Şimdi savunma duvarları da yıkılacaktır. Bunun yanı sıra, Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin yöneticileri de mutlaka etkilenecektir. Kabadayı ağzıyla konuşmalara, tehditlere gereğinde bu şekilde cevap verilebileceğini bunlar artık kavrayabilir.

- Reklam -

Türkiye-Irak sınırının Irak tarafında yeterli ölçüde bir tampon bölge oluşturulması herhalde çok yararlı olacaktır. Ondan sonra milletler arası siyasî girişimler aralıksız sürdürülmelidir. Harekâta itiraz edenlerin PKK’yı, yani terörü destekler duruma düşürülmesi sağlanmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde reformlar yapılarak terörün bitirileceği tezi asla inandırıcı değildir. Terörün temelini ekonomik sebeplere bağlamak isteyenlerin samimiyetine inanılamaz. Olay siyasîdir ve beynelmilel çıkar hesaplarına dayanmaktadır. Bu hesapları yapan merkezler bazen Ermeni terörünü, bazen PKK terörünü ortalığa salarak Türkiye’nin gücünü azaltmak, etkisini sınırlamak, ilerlemesini durdurmak emeli gütmektedirler. Artık bunu da anlamanın zamanı gelmiştir.

Dışarıdaki harekâta ilâveten, içerdeki PKK uzantılarına da yönlenmekten kaçınılmamalıdır. Araba yakanların, polise saldıranların, Filistin taklidi çocukları öne sürerek molotof kokteyli savuranların icabına bakılmak gereklidir. Zira, bunlar güvenliğimizi bozdukları gibi, halkımızın büyük çoğunluğunu da huzursuz etmektedirler. Tahammülün de bir sınırı olmalıdır.

Mübarek askerlerimizin yürek gücüne devamlılık vermesini Ulu Tanrı’dan bütün içtenliğimizle diliyoruz.

(Bu yorum, kara harekâtının ilk gününde

kaleme alınmıştır)

- Reklam -

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -