İçmişti Fuzulî bu alevden
Düşmüştü bu iksir ile Mecnun
Şiirin sana anlattığı hale
Yanmakta bu sağardan içenler
“Kerkük hadi kaldır içelim” der
Ellerde o gönülden piyale.
Behçet Kemal Çağlar’ın sunduğu Kerkük’ün Hoyrat iksirinden içen Mecnun, mecnun olmuş, Fuzulî alevinden yanmış, Kerkük, taşı toprağı Türklük kokan Kerkük’ün Hoyratı nasıl bir dörtlüdür ki insanı mecnun eder, alevinde yandırır. Kerkük ve Hoyrat özdeşleşmiş kaynaşmış, içinde yaşayanların gönül dili olmuş:
Kerkükliyem men özüm (liyem=liyim)
Kulağ ver dinle sözüm (Kulağ=kulak)
Aşretim sene kurban (sene=sana)
Evvel baştan men özüm.
Hoyrat Kerkük’lünün dilidir, düşüncesidir, aşkıdır, özüdür, kimliğidir. Günlük yaşamını, içinde bulunduğu sıkıntıyı, millî duygularını dile getirir Hoyrat yazarak ve çağırarak.
Türk’meni
Kim var sevmez Türkmen’i
Ne suçum ne günahım
Nenem doğmuş Türk meni (meni=beni)
Alla sevdi yarattı
Yer yüzünde Türk meni.
Türk olan, Türklüğünü tarihin derinliklerine, toprağında gömülen atalarının kemikleriyle yazdıran bu toplum, bugün karanlık bir maceraya sürüklenmekte, dağıtılıp ecdât toprağı elinden alınıp göç ettirilmektedir:
Yaptım gamı yapıda
Adım yazdım TAPI’da (Tapu Dairesi)
Dağıldı ev eşiğim m (evim barkım)
Her balam bir kapıda.
Üç kardaş idiğ bir nene (idiğ=idik)
Yığılmıştığ bir hana
Felek bir tepme çaldı (tekme vurdu)
Attı her birimizi bir yana.
1990 yılından bu yana, Türkler Arap ve Kürtler tarafından âdeta iş birliği yapmışcasına ortak iki kıskaç arasında bırakılmış, malları mülkleri yağmalanmakta, yerleri toprakları ellerinden değişik uygulamalarla alınmakta, mahallî hükûmet tarafından Araplara satılmaktadır. Kürtler bugüne kadar var olmadıkları topraklarımızda hak iddia etmektedirler:
Baba evin satısız (satısız=satıyorsunuz)
Dost ahbabı atısız
Bacı kardaş’tan uzağ
Bilmem nece yatısız
Gurbet ilde her Bayram
Gam kahıra batısız.
Avcı endi dağınnan (endi=indi)
Bağvan çıhtı bağınnan (çıhtı=çıktı)
Bütün garip istiri (garip=yabancı, istiri=istiyor)
Kerkük’ün torpağınnan (torpağ=toprak).
Dağdan inen garipler (yabancılar, kürtler) Türk ve ecdat toprağı olan Kerkük’ü istiyor, almak, elde etmek için uğraşıyor, öyle ise haydi dayanışmaya, beraberliğe, iş birliğine:
Halka dayan
İğid ol halka dayan (iğid=yiğit)
Özüvçin çoh yanısan (çoh=çok, kendin için çok yanıyorsun)
Git bir de halka dayan.
Kerkük’lü Türk sık sık katliamlara maruz kaldığını, yurdunun yıkıldığını, viran edildiğini acı günlerini, feryat ederek:
Yıktılar kalamızı
Vurdular balamızı
Hele ruh boğazdayken
Çektiler salamızı.
ve
Gene bizi vurdular
Kolumuzu kırdılar
Bu gam keder üstüne
Kerkük’ten de sürdüler.
hoyratlarla ne güzel ne içten anlatmaktadır.
Dünyanın birçok yerine dağılan, dağılmak zorunda kalan bu insanlar:
Kazan ağlar
Od (ateş) yanar kazan ağlar
Burda bir garip ölmüş (burda=burada)
Mezarın kazan ağlar.
Demekle, gurbetteki yalnızlığını ifade etmektedir.
Kerkük’lü Kerkük’e (Türklüğe) tarifi güç bir aşk ile bağlıdır, nerede olursa olsun onu unutması, Türklüğünden vazgeçmesi, toprağında yatan atalarını bir an için olsa unutması mümkün değil, hep o ümidin, toprağına dönme kavuşma çabası, uğraşı içindedir. 75 yıldır bu inanılmaz Türk olma mutluluğu Kerkük’ü bu kadar baskıya rağmen ayakta tutmuş, gönüllerinden AYYILDIZI SİLEMEMİŞTİR:
Sene Kerkük (sene=sana)
Can Kerkük, menim Kerkük
Ant içtim Türklüğüme (ant=yemin)
He dönnüğ sene Kerkük. (dönnüğ=döneriz, sene=sana)
Bahtım çayına Kerkük (bahtım=baktım)
Kurban aduva Kerkük (aduva=adına)
Aldırma göçenleri (göç edenlere)
Döner yanuva Kerkük. (yanuva=yanına)
Kerkükümüz
Bizimdir Kerkükümüz
Şarkıları unuttuv
Kerkük’tür her türkümüz.
Bu topraklar bizimdir, ebediyen bizim kalacak.
Kerkük iksirinden, Hasa Çayının hayat suyundan mest olan Fuzulî ahfadından Sait Besim DEMİRCİ Hoyrat demiş bakalım ne demiş:
HOYRAT
Yüksek bir haykırışla engine daldı bir ses
Titredi süzişinden göklerin sarı kızı
Boğuşuyor hisleri derinleştikçe nefes
Bak ne kadar hazindir bu akış kalbden sızı
Ezelî bir âşıka benziyor bunun hali
Dolaşıyor her tarafta maşukunun hayali
Bir elem kaynağından hız alan şu türkünün
Yığın yığın feryattır hem lahnı hem me’ali
Sustular hep bülbüller bir anda her tarafta
Güller de açmaz oldu matem var matem işte
“Yetimi” nalan türkü o Hoyrat
“Dede neynim”
“Kesik” bir çağlayanın hüznü var bu akışta.
VE
Kerküklü Tanrı Dağında Ergenekona erişmek, onun yoluna bir an önce düşmek, parlayan AYYILDIZI görmek için BOZKURT’unu aramakta ve beklemektedir:
Kale’de verdiğ şanı
Uğrunda döktüğ kanı (döktüğ=döktük)
Bütün Türkmen burdadı (burdadı=buradadır)
Be bizim BOZKURT hanı? (hanı=nerede)
Başkanına
Kan kandır Baş Kanına
Özüm aşretim kurban (aşretim=aşiretim)
Bozkurtun Başkanına.