Ana Sayfa 1998-2012 Her Yönü ile Avrupa Birliği

Her Yönü ile Avrupa Birliği

Türk Milletine hiç danışılmadan yürütülen bir olgu AVRUPA BİRLİĞİ. Mustafa Reşit Paşanın Gülhane Parkı’nda okuduğu Tanzimat Fermanı ile şimdikilerin kapı önünde bekleyerek uymaya çalıştıkları Kopenhag kriterleri ve IMF raporlarının farkı var mı? Onlar da, bunlar da, Türk milleti tarafından benimsenmiyor. Çünkü;

- Reklam -

a) Avrupa Birliği, Avrupalıların 50 yıl önce (9.5.1950) temelini attıkları, 1952’de altı kurucu devlet tarafından YÜKSEK OTORİTE olarak Lüksemburg’da çalışmaya başlattıkları AVRUPA KOMİSYONU’nun başkanlığını Fransız Jean Monnet yapmıştır ki AVRUPA BİRLİĞİ fikrinin babası bu şahıstır. İlk yıllarda sadece kömür ve çelik ürünlerinin alımı ile sınırlı olan AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ 1992’de Maasstricht anlaşmasıyla BİRLEŞİK AVRUPA idealine yanaştı ve para birliğine varan AVRUPA BİRLİĞİ meydana geldi1. BU BİRLİK, AVRUPALILARIN KENDİ BÜNYELERİNDE GELİşTİRDİKLERİ BİR OLGU. Biz, parçası yapılmaya çalışılan bu kimliği acaba yeterince tanıyor muyuz? şimdi; Fransız Millî Cephesi Başkanı Le Pen’i dinleyelim. “-Peki, neden Avrupa birliği bir Hıristiyan klübü olmasın? Biz ayrı bir Müslüman klübüne karşı değiliz. Türkiye, Avrupa Birliğine alınmayacak ama bunu kimse söylemiyor. İşbirliği yaparız, dostluk yaparız, ittifak yaparız, ne mahzur var. Türkleri seviyorum ama onları Ankara’da seviyorum, Paris duvarları üzerinde değil. Türkiye, yani Küçük Asya, tarihi, coğrafyası, dinî ile Avrupalı değildir.” diyor.

b) Avrupalı, asırlarca daima TÜRKÜN DİRLİĞİ VE BİRLİĞİne karşı olmuştur. Haçlı Seferleri’ni, Çanakkale’yi, Sevr’i hep bunun için yapmıştır. Arap kavmine daima bunun için arkadan ihanet ettirmiştir. Ermeniyi bunun için silâhlandırmış, PKK’yı sonuna kadar desteklemiştir.

c) İstatistik verileri de Türk Milleti ile Avrupalı’yı hiç barıştırmıyor; A.B.’de doğumların nerede ise yarısı evlilik dışı (İsveç yüzde 54, Danimarka yüzde 46). A.B’de kadının sahip olduğu çocuk sayısı ikiye bile ulaşamıyor, 1.46’da kalıyor. Onda, alkol, hayatın bir parçası; orada nüfus yaşlı, burada genç; orada yağmur karanlığı var, burada güneş ve deniz. Orası müstemlekesiz yaşayamaz, aç kalır. Burası dünyanın cenneti, her şeyi Allah bu milletin coğrafyasına vermiş. Uluslararası bir konferansta yabancı bir konuşmacının dediğine kulak verelim. “TÜRKİYE SADECE TÜRKLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR önemli ve değerli bir ülkedir.”2

d) Avrupa Birliği, Avrupalı milletlerin ekonomik çıkarlarını koruyabilmek için aralarında kurdukları işbirliklerden birisi. Bundan başka dünyada ekonomik bütünleşmeler için kurulmuş pek çok teşkilât var. GAFT, NAFTA, APEC ve EFTA bunlardan bazıları. Bizim de aynı gaye için kurduğumuz, hattâ lideri sayıldığımız Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), İslâm Konferansı (İK), Türk Cumhuriyetleri Birliği (TCB) gibi kuruluşlarımız var3. Devletimizin öncelikli görevi, Avrupa Birliğiyle ölçülü ilişkilere devam ederek bunlara yönelmektir.

e) Hele hele Avrupa’nın haritada görünmeyecek kadar küçük devletçiklerinin, misafir geldikleri memleketimizdeki şımarıklıklarına hiç tahammül edemiyoruz. 80 yıldır içimizdeki, kendilerini Türk yapamamış zavallıları fazlaca şımartıyorlar. Bilmiyorlar ki, biz kimseye “Ne mutlu Türk olana” demedik, “Ne mutlu Türküm diyene” dedik. Bütünlüğümüzü bu kere de, bu özelliğimizi ileri gürerek bozmaya teşebbüs edenlere Atsız Hoca’nın ağzıyla cevap vermek isterim. “Böyle düşünenler, bağırsıklarındaki solucanları vücutlarının bir parçası mı sayıyorlar?”. Vücudun sahibi isterse, bir müshil içerek solucanlardan kurtulur. Unutulmasın. Ve ayrıca; bir daha, Avrupa Birliği kuruluş gününü bahane ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı köşkünde bütün bölücüleri toplayarak Ulusal Bayram tertiplenmesin. Ev sahipliği yapan Demirel artık orada yok. 16 Mayıs günü balkonuma bayrağımızı çekerek onun gidişini kutlamakla ne iyi yapmışım.

İşte netice;

- Reklam -

Fener Rum Patriği Bartholomeos, “A.B.’ni sadece ekonomik, askerî, politik bir birlik olarak görmek yanlıştır. Aynı zamanda kültürel, ve manevî temellere oturan bir birliktir, Milliyetçilikle Avrupa Birliği’ne giremeyiz.” diyor.4 Doğrudur. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Atatürk, Genç Türk Cumhuriyeti’ni millî esaslar üzerine kurmuş, biz de 80 yıldır bunun mücadelesi veriyoruz. Onun için Avrupa birliğini tek şart görmüyor, Türk birliğine doğru koşuyoruz.

Tanrı Türkü Korusun.
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -