Ana Sayfa 1998-2012 Gayr-ı Millî Aydın Grubu: “Çürük Elma”

Gayr-ı Millî Aydın Grubu: “Çürük Elma”

Ülkemizin büyük bir kesiminin karşı çıktığı ve açık bir şekilde tavır koyduğu tüm bölücülük hadiselerinde net iki grup oluşmuştur. Birinci grubu oluşturanlar, ülkesinin bütünlüğünden ve üniter devlet yapısından yana, bağımlılığı ve bölünmeyi kabul etmeyen, bayrağına sahip çıkan, içinde; işçisinden köylüsüne, esnafından memuruna, Türk aydın’ına kadar, Türk milletinin bulunduğu milliyetçi, ulusalcı, mandacılığı reddeden, “Hürriyet ve bağımsızlık bizim karakterimizdir” diyen, bağımsızlığı kanında bulan bir grup.

- Reklam -

“Kızıl elma”, “ulusalcılar”, “milliyetçiler” gibi tarif edilen, adlandırılan millî grubun çeşitli iktisadi ve sosyal meselelerde, birbirlerinden çok farklı düşünce sistemlerine sahip olsalar da, ülkenin bu günkü koşulları çerçevesinde bu grubun müşterek değerleri çok fazla olması bu birlikteliği homojen yapmıştır. Mesele, bağımsızlığımızı hedef alan emperyalist güçlere karşı Türk milletinin menfaatlerini düşünen “Türk taraflı”, milletin kendi değerlerinin yine kendisinin koruduğu milli kuvvetler birliği, Kuvva-yı Milliye ruhu. Gücü ve kuvvetini, diğer grubunki gibi dış destekli mihraklardan alan değil, kendi tarihinin şeref ve haysiyetinden, onurundan, kültürel değerlerinden, kökünden uzayıp gelen tamamı ile Türk milletinin kendisinin var olduğu, rahmetli Attila İlhan’ın ifade ettiği gibi temelden gelen “dip dalgası”. Tamamı ile milli bir kuvvet, güç; “Türk fırtınası”.

Gelelim ikinci gruba. Bu ikinci grup her türlü millî konuda olduğu gibi, sosyal ve iktisadi konularda da büyük güç merkezlerinin düşündüğü şekliyle kabullenmeyi ortaya koyar. Yani bu ülke için kendi üretip metodlaştırdığı hiçbir şey yoktur. Batının düşüncesini uygular. Batı enstitüleri tarafından sömürge oluşturulacak k ülkelere uygulanan, batının menfaatlerini ilke olarak benimseyen, batılı aydın’ının kendi siyasetçisine hazırlayıp sunduğu tüm fikir ve düşünceler, maalesef bu grup tarafından sahiplenilir. Nedense bütün konularda bu grubun dedikleri en doğrudur. Her şeyi onlar daha iyi bilir.

Bu gruptakiler, “Kızıl elma”, “ulusalcılar”, “milliyetçiler” diye adlandırdıkları birinci grubu aşağılarlar, suçlarlar. Türk milliyetçileri Kızılelma’yı, kısa ve öz şekliyle, Turan Devletinin adaletli cihan hakimiyeti olarak tarif ederler. Türk kültürü, üniter devlet yapısına alerjileri olan, gayr-ı millî düşünenlerin, milliyetçi düşünenlere taktıkları bu sıfatlar aslında övünç kaynağıdır. Asıl bizlerin ikinci grubu oluşturanlara vereceğimiz sıfat bu grubu oluşturanları çok net ifade etmektedir. Kurtuluş savaşı öncesi şartlardan daha ağır koşulların yaşandığı bu günkü duruma milli, tam bağımsızlıkçı düşünce sistemi geliştiren “Kızılelma”ya karşı gayri millî düşünen “Çürük Elma” grubu.

Çürük elmacılara, devlet aleyhine olan tüm eylem, söylemlerde rastlayabilirsiniz. “Özgürlük”, “Demokrasi”, “İnsan Hakları”, “Hukukun üstünlüğü”, “Demokratik çözüm”, “Barış ortamı”… gibi bir çok kutsal ve sosyal hakları ifade eden, toplumun yaşayışını belirleyen bu kavramları en çok bunlar dile getirir. Yani kavramları kullanarak, asıl niyetlerini gizlemeye çalışırlar. Bu grup devletin aleyhine olan ve olacak tüm söylemleri yukarıdaki kavramlar içine yerleştirerek açıklamaya çalışır. İnsanların beyinlerinde kuşku uyandıracak, “acaba!, olabilir mi?” gibi beyin yıkama seanslarını başlatırlar. Çürük elma birlikteliği ülkesinin değerlerine yabancıdır. Milletine hor gözle bakar. Ülkenin gerçek meseleleri yerine suni gündem oluşturarak, gerçeklerden uzaklaştıracak konularla meşgul olur. Bakınız her gün şehit cenazeleri gelen illerimizin birine gidip, şehit ailelerine başsağlığı dilemeyen bu grubu terörist ailelerinin evlerinde ya da meydanın birinde Türk askerine silah bırakma çağrısında bulabilirsiniz. Bu grupta; Marksist, İslamcı, muhafazakar, liberal, sosyalist ve daha değişik tanımlarda kendilerini tanımlayan sözde aydınlar aynı zeminde buluşabilmektedirler. Onları birleştiren tek unsur, “Üniter Devlet”’in çözümlenmesindeki ortak düşünceleridir. “Tek dil, tek devlet, tek millet” kavramlarına karşıdırlar. Türkiye’de bazen 47, bazen de 27 bir bakarsınız 30 etnik grup olduğunu bunlardan öğrenirsiniz. Ülkede 21 yıldır devam eden terör, bölücülük, PKK sorununu, Kürt sorunu olarak tanımlayanlar bunlardır. Çürük elma grubu gayr-ı millî tavırdan zerre kadar taviz vermez. Şehitlik, gazilik ve kutsal değerlerimiz bunlar için soyut kavramlardır. Türk bayrağının dalgalanmasına tahammül edemezler ama Türk bayrağının yakılmasına ses çıkarmazlar. Bayrağa sahip çıkanlar azınlık olarak ifade edilir. Bölücü eylem ve provakatif olayların temelini kurcalayarak derin devlet ilişkilendirmesiyle, Türk devletini küçültmek ve yıpratmaya çalışırlar. Azınlık raporları hazırlayarak emperyalist güçlerin ülkedeki izlerini takip ederler. Bölücülük propagandası PKK ve diğer etnik kimlik ayrımcılığı yapan gruplara, şahıslara yakın olan dernekler etrafında bulunmaktan rahatsız olmazlar. Laik devletin şiddetli savunucuları olsalar da, Türkiye’de Ekümenik olduğunu söyleyen papazın, bağlı bulunduğu kaymakamlıktan izni olmadan, Diyanet İşleri Başkanlığının bilgisi olmadan uluslar a rası papaz seçme ve atama meclisi kurulmasına seslerini çıkarmazlar. Ayrıca “Fener Rum Patrikhanesinin” hizmetinde olan Ruhban Okulu’nun geçmişte Atatürk tarafından neden kapatıldığını açıklamazlar ama Ruhban Okulu’nun açılmamasına tepki gösterirler. Ermenilerin bile, ellerinde kendi tezlerini destekleyecek, kanıtlayacak belgeleri olmadığı için cesaret edip söyleyemediği “Ermeni soykırım tezini” kabul eden gene çürük elmacılardır. Yabancı sermaye destekli ve emperyalizme hizmet eden özel vakıf üniversitelerinde, maalesef kendilerini Atatürkçü, Kemalist olarak niteleyen öğretim görevlileri ile birlikte, bilimden uzak sözde Ermeni soykırımını kabul ederler. Hürriyet kavramıyla sınıfsal etnik ayrımcılığı, sosyal hak ve özgürlükler talebiyle bölücülüğü, demokrasi talebiyle devlete hakaret etmeyi, laiklik taraftarlığı ile de dinsizliği sürdürmektedirler.

Çürük elmacılar Avrupa Birliği projesine de sıkıca sarılmaktadılar. Hatta Avrupa Birliğine karşı olanlar bu grup tarafından medenî olmayanlar ya da gericiler gibi tanımlara muhatap olurlar. Yani bunlara göre Avrupa Birliği parlamentosunda ve alt komisyonlarda Avrupa Birliği milletvekilleri tarafından hazırlanıp sunulan, dile getirilen tüm görüşlere tam anlamıyla kabul şarttır. Çünkü onlara göre ilerleme ve kalkınmanın bu yolla olacağı kesindir. Gayr-ı millî düşündükleri gibi, yer ve zaman değişikliği çerçevesinde, renk ve şekil değiştirmeleri, yüzlerine geçirdikleri Atatürkçülük, İslamcılık bazen Muhafazakarlık maskesine rağmen gerçek yüzleri olan ihanetlerini görmemize engel olmamaktadır.

Öyleyse batıya karşı hep eziklik psikolojisi içinde ki çürük elmacılara karşı, yaşasın millî devletten yana, millî refleksleri Türk milletinden yana olan, Türkçe düşünen, Türk yaşayan, Türk milliyetçisi, Türkçü Kızıl elmacılar.

- Reklam -

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -