Ana Sayfa 1998-2012 Gagauz Yerinde Gagauzcanın Konumu

Gagauz Yerinde Gagauzcanın Konumu

Gagauz dili; büyük Türkçe çınarının, Karadenizin kuzeybatı köşesinde yeniden filizlenen küçük ama gür bir dalı… 150 bin civarında insanın ana dili; sokakta söylediği, dostlarla la(f) ettiği, uşağını öğütlediği, sevgilisine yöneldiği dil olması gereken ANA dil. Türk lehçeleri içerisinde Türkiye Türkçesine en yakın olanlardan biri, belki de birincisi. Kardelen çiçekleri gibi; nice on yıllar sürmüş kültür eziyetinin soğukluğundan silkinip son on yılda yeniden doğrulmaya, itibar kazanmaya ve sonuçta yaşamaya savaşan bir dil.

- Reklam -

Özerk Gagauz yeri (Bucak) Komrat başkentliğinde bir otonom bölge. Bağlı iki şehir ve köylerden oluşuyor. Bu kasabalardan birisine cuma günü gelen bir kişi, iki gün sonra pazar (panayır) yerinde birkaç kalem mal alabiliyor, sorulan bazı sorulara cevap verebiliyor veya kendisi vücut dili yardımıyla da olsa sorular sorabiliyor. Yani Gagauz halkı Gagauz dilini DE kullanıyor. Biraz okuyup yazan Gagauz kesiminde ise, Gagauzca kullanmak; otonomi ile gelen ama; ekonomik baskı ve komplolarla ağız tadıyla yaşamalarına izin ve fırsat verilmeyen. Siyasî hamlenin kültürel zevkinden ibaret bir fantezi gibi. Ama maalesef biraz da zorlanarak yaşanan ve yaşatılan bir fantezi. Zira yıllarca i şlenmemiş, işletilmemiş, öğrenilip geliştirilmesine pratikte fazla bir ihtiyaç duyulmamış.

Gerçekten Gagauzca pratikte zarurî bir dil olmamış, çünkü onun üstünde daha yaygın ülke dili var: Moldovanca. Lâkin bu da çok müstakil sayılmıyor. Romencenin versiyonu gibi. Yani sadece Gagauzca ile Gagauz yerinin dışına çıkamazsınız. Bu durumda; vatandaşı olduğunuz beş milyonluk bir ülkenin bile nüfusunun ancak % 3’ü ile anlaşmanızı sağlayabilen bir dilin fiilî zarureti ne kadar olabilir? Hatta Romence’nin de gerekliliği ve geçerliği çok sınırlı; onu bilseniz ne olacak, Ukrayna’ya geçince dilsize dönersiniz. Bu yapılanmaya rağmen, alt grup dilleri Demirperde döneminde varlıklarını iyi kötü sürdürmüşler. Çünkü etrafa açılma imkânı ve onun getireceği ihtiyaçlar yok. Herkes kendi grubunun dil birikimiyle ilkel hayatını sürdürüyor. Zira, izin verilirse, hayatı da o çerçeveden ibaret. Kongaz’dan, Komrat’tan, Çadır’dan dışarı çıkamayacaksanız bir zamanlar Gagauzca yeterliymiş. Ama köreltilen Gagauzca, zamanla bu sokak ihtiyacını bile açmaz olmuş. Kaldı ki; bugün dışa açılma, dünyayı tanıma ufku kazanılınca ortaya çıkan çelişki daha acıdır: Özerklik dilinizi kullanma hakkı ve hevesi yaratıyor ama aynı özerkliğin getirdiği açılma politikası dış dünyaya karşı dilinizin yetersizliğini hatta, şuursuz ve ufuksuz bazı kafalara telkin edildiği biçimiyle, gereksizliğini ortaya koyuyor.

İşte bu noktada Gagauz dilinin en büyük şansı Türkiye Türkçesidir. Yakın lehçeleri de dahil ederseniz, bugün Türkiye Türkçesi bilmek kişiye, dünya üzerinde yüzelli milyona yakın insanla anadilde konuşma imkânı sağlar. Böyle bir kültürel sebep bile Gagauz Türkçesinin ihyası için yeterli bir motivasyon olsa gerek. Diğer taraftan Türkiye’nin burada bir kültür kolonisi gibi, Gagauz dilini koruması, işlenip gelişmesi için yardım etmesi de aslında ve bir anlamda Türkçeye hizmettir. (*)Böylece Türkçe, Moldova’nın güney kesimlerinde de pekalâ kullanılan bir dil olursa bu, Türkçenin ve özellikle Türkiye’nin lehine bir durum değil midir?

Ancak bu konuda yapılacak değerlendirmelerin gerçekçi bir zemine oturması ve işe doğru noktadan başlanması için şu gerçeklerin bilinmesi ve kabul edilmesi lâzım: Bu bir avuçluk ülke âdeta diller panayırı. İkincisi; şu anda, özellikle genç Gagauz halkının ana dili Gagauzca değildir. Çünkü-yani üçüncüsü-; Rusya bu topraklarda; kolhozlar kapansa da kapanmayan, Kızılordu çekilse de çekilmeyen ve bütün inisiyatiflere koruyuculuk yapacak bir kale gibi bırakmış, adı: Rusça… Bu gerçeği, idelolojik dürtülerle inkâra yeltenmenin bir mânâsı yok. S.S.C.B. bu topluluklardaki ekonomik sistemin organik entegrasyon ve birbirine muhtaç kılma yapılanmasını kültür alanında da dil ile, Rusça ile yapmıştır. O kadar ısrarla, tavizsiz ve kendi adına başarıyla yapmıştır ki; bugün bir avuçluk Gagauz yerinde Gagauzca bilmeyen Gagauz insanı bulabilirsiniz ama, Polonya’dan Tacikistan’a kadar, koskoca bir dünyada Rusça bilmeyen bir tek insan bulamazsınız. Yorumlar ve değerlendirmeler yapılırken bunların da bilinmesi şarttır.

(*)Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu uğurdaki gayret ve masraflarını tarihî perspektif içinde değerlendirmek de lâzım. Harcanan milyon dolarlar iki yıl sonra bir şeye dönüşecek değildir, ama yıllar sonra dolarla da ölçülemeyecek çok hayırlı meyvalara dönüşeceği kesindir. Meselâ Gagauz yerinin başkenti Komrat’ta TİKA’nın Atatürk Kütüphanesi, yaratılan Türk ve Türkiye sempatisinin odağı durumunda. Komrat’ın en temiz, güzel ve bakımlı binası. İşlek bir kurum, görevini başarıyla yerine getiriyor. Bu örnek bile TİKA’yı ve emeği geçenleri kutlamaya ve Türkiye adına gurur duymaya yeter.

 

- Reklam -
- Reklam -

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -