Savunma Bakanı Vecdi Gönül, hangi bağlamda bilmiyorum; ama bir konuşmasında
mübâdelenin millî devlet kurulması sürecinde faydalı bir uygulama olduğunu ve
Ermeni tehcirinin de bu sürecin içinde yer aldığını ifade ederek “bu işler
olmasaydı acaba şimdi nasıl bir millet olurduk veya olabilir miydik?” meâlinde
şeyler söyledi. Bundan sonra da kıyamet koptu. Bakanın söyledikleri neticede
Lozan Antlaşmasına dayanan bir uygulamanın millî devlet vetiresi içindeki yeri
ve bununla birlikte Ermeni tehcirinin aynı homojenleşmeye katkısı üzerine bir
tespitti. AKP Hükûmeti’nin son zamanlarda artan milliyetçi söylemi, siyâsî
detantı ortadan kaldıran DTP’ye dönük politik bir manevra olduğu için fazla
cidd iye alınmasa da; fakat buna karşı çıkanlar ciddi kaygılara sebep oluyor.
Ermeni tehciri, Osmanlı İmparatorluğunun bir uygulaması olduğu için bunun
millî devlet süreci içinde değerlendirilemeyeceği düşünülebilir; fakat bazı
veriler de İttihat Terakki’nin belli bir nüfus politikası ile özellikle
Anadolu’yu millîleştirme çabası içinde olduğunu göstermektedir. Suriye henüz
Osmanlı ülkesi olduğu için buna itiraz edilmesi mümkün; ama geleceği öngören bir
siyâsî aklın “elimizde bir bu kalacak fikriyle” bahusus Anadolu’yu işlediği de
ileri sürülebilir.
Mübâdele, şüphesiz bunu yaşayan insan grupları açısından zorlu bir olaydır.
Üstelik kimi uygulamalar ve esas alınan ölçütler bakımından birtakım kusurları
da bulunmaktadır. Meselâ Karamanîler esâsında Türk olmalarına rağmen Müslüman
olmadıkları için gönderilmişlerdir. Bu açıdan bakılınca pek de Türkçü bir
uygulama gibi görünmüyor; Cumhuriyet’in İttihatçılardan daha plânlı veya millet
teşekkülü için özellikle tasarlanmış bir icraatına benzemiyor. Sonuçta
karşılıklı antlaşmalarla tahakkuk etmiş bir hâdise…
Peki şimdi bu olayın iyi mi, yoksa kötü mü olduğunu tartışmanın veya bunun
iyi olduğunu imâ eden bir devlet adamına hücum etmenin anlamı nedir? Mübâdele,
olmuştur. Travmatik bir durum söz konusudur; fakat kimse kusura bakmasın, Türk
milleti Balkan fâciasıyla bunun kat be kat fazlasını cebren yaşamıştır.
Karşılıklı anlaşmayla değil… Ermeniler sevk edilmiştir. İyi de edilmiştir. Biz
pek çok cephede tecavüzlere karşı koyarken tıynetsizlik edip ihânetle
kirlenenleri ne yapmalıydık?
Mesele bu değil… Biz bu topraklarda bir homojenleşme operasyonu
gerçekleştirdik mi? Açıkçası bu da, bunun aksi de iddia edilebilir. Hem
yurttaşlık bilincine dayalı bir devlet olmak iddiamızla hem de zaman zaman ırk
ögesine yapılan göndermelerle bu durumların her ikisini de doğrulayabiliriz.
Açıkçası bir Osmanlı camiinde Hitit mimârisine ait bir unsuru görmek hoş oluyor.
Bırakın kültürel zenginliklerimizi böyle göstermekle yetinelim. Siyâsî bir
varlık olarak Hititlerin kendileri biraz rahatsız edici olabilirdi.