Ana Sayfa 1998-2012 Dünü ve Bugünü İle Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi (II...

Dünü ve Bugünü İle Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi (II…

Epigrafik Araştırmalar Ekibi, 04 Temmuz – 25 Ağustos 2000 tarihleri arasında aşağıda dikkatlere sunulan çalışmaları gerçekleştirmiştir:

- Reklam -

-1. Köl Tigin yazıtının epigrafik açıdan bugünkü durumunun belgelenmesi,

-2. Köl Tigin yazıtına ait kaplumbağa kaidenin parçası üzerindeki yazılı yüzeyin epigrafik belgelemesinin yapılması ve görüntülenmesi,

-3. Köl Tigin yazıtının kaplumbağa kaidesine ait olması kuvvetle muhtemel yazılı bir parçanın epigrafik belgelemesinin yapılması ve görüntülenmesi,

- Reklam -

-4. Köl Tigin mezar külliyesi ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları sonucunda bulunan yazıt parçalarının epigrafik belgelemesinin yapılması ve görüntülenmesi,

-5. Köl Tigin mezar külliyesinde bir iptidaî heykel başı ile üç heykel gövdesinin tespiti ve görüntülenmesi,

- Reklam -

-6. Köl Tigin mezar külliyesindeki sütunlar üzerinde bulunan damgaların tespiti ve görüntülenmesi,

-7. Köl Tigin mezar külliyesinin çit alanı içinde ve dışında kalan ve külliyeye ait olan kiremitlerin, tuğlaların, künklerin, döşeme malzemelerinin vd. külliye içinde bir araya toplanması, büyük bölümünün tasnifi ve görüntülenmesi,

-8. Köl Tigin ve Bilge Kağan mezar külliyelerindeki heykellerin, balbalların ve yazıtların yapıldığı mermerlerin, taşların kaynağının (getirildikleri yerlerin) tespiti ve görüntülenmesi,

-9. Bilge Kağan yazıtının epigrafik açıdan bugünkü durumunun belgelenmesi,

-10. Bilge Kağan yazıtının kazı sonucunda ortaya çıkarılan parçalarının epigrafik belgelemesinin yapılması,

-11. Bilge Kağan yazıtının batı yüzündeki Köktürk harfli metnin epigrafik belgelemesinin yapılması: Bilge Kağan yazıtının batı yüzündeki tepeliğin alt tarafında bulunan Köktürk harfli metin, tepelik bu yüz üzerine devrilmiş bulunduğundan önceki yıllarda belgelenememiştir. Yazıtın tepelik kısmı depoya taşınırken doğu yüz üzerine yatırılmış ve bu sayede batı yüzdeki Köktürk harfli metnin epigrafik belgelemesi yapılmıştır.

-12. Topografya, Arkeometri ve Fotogrametri Ekibi tarafından Bilge Kağan mezar külliyesinde yeri belirlendikten sonra gün ışığına çıkarılan bengü taşın epigrafik belgelemesinin yapılması: Topografya, Arkeometri ve Fotogrametri Ekibi’nin Bilge Kağan mezar külliyesindeki çalışmaları sırasında, 145 cm yüksekliğinde bir bengü taşın yeri tespit edilmiş ve gün ışığına çıkarılmıştır. Söz konusu bengü taş üzerinde yazı ve damgaların bulunduğunun görülmesi üzerine Epigrafik Araştırmalar Ekibi Grup Başkanı Cengiz ALYILMAZ’a haber verilmiştir. Cengiz ALYILMAZ, bengü taş üzerinde yapmış olduğu incelemeler sonucunda bunun daha önce Radloff Atlası’nda görüntüleri yayımlanan ve birçok araştırmacı tarafından üzerinde “tölis şadıng taş balbalı” ifadesinin yazılı olduğu belirtilen bengü taş olduğunu tespit etmiştir. Cengiz ALYILMAZ’ın epigrafik belgelemesi sonucunda, bengü taşın doğuya bakan yüzünde biri sağa, diğeri sola bakar şekilde tasvir olunmuş iki dağ keçisi damgasının ve bu damgaların sol üst tarafında yarım ay şeklinde bir boy damgasının olduğu; kuzeye bakan yüzünde ise, yine yarım ay şeklinde bir boy damgası ve Köktürk harfleriyle yazılmış “türük (a)d(ı)ng t(a)şı (Türk adının taşı)” ifadesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu epigrafik belgeleme, bengü taş üzerindeki ifadenin Radloff’un ve Radloff’un okuyuşunu esas alan bilim adamlarının eserlerinde belirttikleri şekilde (“tölis şadıng taş balbalı”) olmadığı gerçeğini (yüz yıl sonra da olsa) ortaya koymuştur. Üzerinde “türük (a)d(ı)ng t(a)şı” ifadesi bulunan ve Bilge Kağan mezar külliyesini ziyaret eden Türk kağanı ve eşi tarafından diktirildiği sanılan bu bengü taş, Türk tarihi, Türk dili, Türk kültür ve medeniyeti için Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtları kadar değerlidir.

-13. Bilge Kağan mezar külliyesinin yaklaşık 4 km. güneydoğusunda, Çolot bölgesindeki dağların üzerinde “Şivet” adı verilen büyük bir kurganın tespiti ve görüntülenmesi: Cengiz ALYILMAZ ve Tsendiyn BATTOLGA tarafından tespit edilen ve bugüne kadar yapılan çalışmaların hiçbirinde yer almayan bu kurganın Köktürk dönemi kağanlarından birine (özellikle de Bilge Kağan’a) ait olma ihtimali büyüktür.

-14. Bayn Tsokto bölgesinde bulunan Tonyukuk yazıtlarının bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-15. Tonyukuk mezar külliyesindeki heykellerin, lahitlerin vd. eserlerin bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-16. Bayn Tsokto bölgesindeki anonim mezar külliyelerinin, mezarların, mezarlıkların ve kurganların bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-17. Karabalgasun’da bulunan Uygur dönemine ait Köktürk, Soğd ve Çin harfli yazıtların epigrafik belgelemesinin yapılması ve görüntülenmesi,

-18. Karabalgasun’daki ejder tepelikli ve Köktürk harfli yazıtın Hotont’a götürülen sağ tarafına ait parçanın yerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-19. Karabalgasun’dan Hotont’a götürülen Uygur dönemine ait diğer eserlerin (heykellerin, sütun altlıklarının, loğ ve dibek taşlarının…) yerlerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-20. Tarihî Karabalgasun şehrinin güneydoğusundaki dağların eteğinde bulunan Uygur mezarlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-21. Çeçerleg’deki (Arhangay Aymag’ın merkezindeki) müzenin bahçesinde kaplumbağa kaidesiyle birlikte açık alanda duran ve üzerinde kurttan süt emen çocuk tasviri bulunan Bugut yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-22. Bugut yazıtının tepelik kısmından kopan parçaların yerlerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-23. Çeçerleg-Karakurum yolu üzerindeki eski Türk mezarlığının tespiti ve görüntülenmesi,

-24. Hoytu-Tamir yazıtlarının bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-25. Ulaanbaatar’da muhafaza edilen Taryat (Terhin) yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-26. Ulaanbaatar’da Tarih Enstitüsü’nün bahçesinde bulunan Taryat (Terhin) yazıtının kaplumbağa kaidesinin bugünkü durumunun tespiti, görüntülenmesi ve bu kaidenin üzerindeki yazılı yüzeyin epigrafik belgelemesinin yapılması,

-27. Ulaanbaatar’da Tarih Enstitüsü’nün bahçesinde bulunan II. Karabalgasun yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-28. Ulaanbaatar’da Tarih Müzesi’nde bulunan Çoyr yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-29. Bayan Ölgey Müzesi’ndeki taş babaların ve kaya üstü tasvirlerin bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-30. Bayan Ölgey’deki Açitnuur (Acı Göl) yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-31. Bayan Ölgey’deki Hatuuv-us yazıtının bugünkü durumunun tespiti, görüntülenmesi ve epigrafik belgelemesinin yapılması,

-32. Hatuuv-us civarındaki mezarların, kurganların tespiti ve görüntülenmesi,

-33. Kuzey Olonnuur bölgesindeki geyikli taşın tespiti ve görüntülenmesi,

-34. Güney Olonnuur bölgesindeki taş babaların ve dikili taşların bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-35. Olonnuur yazıtının (Akbatır Taşı’nın) bugünkü durumunun tespiti, epigrafik belgelemesinin yapılması ve görüntülenmesi: Önceki yıllarda Moğol bilim adamları tarafından üzerinde bir satırlık Köktürk harfli Türkçe metin olduğu iddia edilen ve bulunduğu coğrafyadan dolayı Olonnuur yazıtı olarak adlandırılan dikili taşın epigrafik incelemelerini gerçekleştiren Cengiz ALYILMAZ, söz konusu taşın bronz döneme ait olduğunu, üzerinde Köktürk harfli hiçbir yazının bulunmadığını ve bu yörede oturan Kazaklar’ın bu taşa “Akbatır Taşı” adını verdiklerini tespit etmiştir.

-36. Kuzey Olonnuur bölgesindeki (Saka ve Hun dönemlerine ait olmaları kuvvetle muhtemel) mezarların, kurganların ve kurganların üzerlerinde bulunan kaya üstü tasvirlerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-37. Bayan Ölgey şehir mezarlığındaki bugünkü Türk mezar tiplerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-38. Töv Aymag Müzesi’ndeki Türk kültür ve medeniyet eserlerinin (Uygur dönemine ait kaplumbağa kaidenin, kağan heykelinin, loğ ve değirmen taşlarının, sütun altlıklarının vd.) bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-39. Bogd dağı eteklerindeki Manzushir Tapınağı’nın güneybatısında bulunan Uygur dönemine ait kağan, koç ve arslan heykelleriyle taş babaların tespiti ve görüntülenmesi,

-40. Ölziyt’in 5 km. kuzeyindeki Tibetçe yazıtın tespiti ve görüntülenmesi,

-41. Ölziyt’in 32 km. kuzeybatısındaki kurgan ve mezarlığın tespiti ve görüntülenmesi,

-42. Ölziyt’in 32 km. kuzeybatısındaki Saka dönemine ait geyikli taşların ve mezarlığın tespiti ve görüntülenmesi,

-43. Ölziyt’in 77 km. kuzeyindeki Sanskritçe yazıtın tespiti ve görüntülenmesi,

-44. Hayrhan Sum’daki Uygur dönemine ait koç ve arslan heykellerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-45. Şiveet Ulaan’daki Uygur dönemine ait toplam 20 adet kağan, katun, sıgıtçı, koç, koyun, arslan, tavşan, heykelinin ve yazıt altlığının bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-46. Moyunçur Kağan (Şine Usu) yazıtının ve kaplumbağa kaidesinin bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-47. Köl İç Çor (Köliçor / İhe-Hüşötü) yazıtının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-48. Köl İç Çor (Köliçor / İhe-Hüşötü) mezar külliyesindeki heykellerin, lahitlerin ve diğer eserlerin bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-49. Höşöön Tal bölgesindeki dikili taşların ve kurganların bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-50. Tarih Enstitüsü’ndeki Hun, Köktürk ve Uygur dönemine ait eserlerin tespiti ve görüntülenmesi,

-51. Tarih Müzesi’ndeki Hun, Köktürk ve Uygur dönemine ait kullanım eşyalarının bugünkü durumlarının tespiti ve görüntülenmesi,

-52. Tarih Müzesi’nde muhafaza edilen ve Köl Tigin’in hanımına ait olduğu sanılan heykel başının bugünkü durumunun tespiti ve görüntülenmesi,

-53. Karakurum ve çevresindeki kaplumbağa şeklindeki kaidelerin tespiti ve görüntülenmesi,

-54. Nalayh şehir mezarlığındaki bugünkü Türk mezar tiplerinin tespiti ve görüntülenmesi,

-55. Moğolistan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü’ndeki Türk kültür ve medeniyetine ait eserlerin tasnifi, arşivlenmesi, sergilenmesi ve 1958 yılında Lumir JİSL tarafından yapılan kazıyla ilgili raporların ve albümün yayımlanması hususlarında Tarih Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayuday OCHİR’le görüşmenin yapılması,

-56. Tarih Müzesi Müdürü Dr. İDSHİNNOROV ile Tarih Müzesi’ndeki Türk kültür ve medeniyetine ait eserlerle ilgili görüşmenin yapılması,

-57. Moğol Millî Üniversitesi Ural- Altay Dilleri Bölümü öğrencilerine “Köktürk Harfli Metinleri Okuma Teknikleri” konusunda derslerin verilmesi: Tarih Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayuday OCHİR’in isteği üzerine, Cengiz ALYILMAZ tarafından Moğolistan Millî Üniversitesi Ural-Altay Dilleri Bölümü III. sınıf öğrencilerinden Bathişig ŞANGİDORJ, Münhtulga RENÇİNHORLOO, Naimanbagna DOLÇİNSÜREN, Nyamgerel TÖMÖRBAATAR ve Enhbolor AMAARAGÇAA adlı öğrencilere, (Epigrafik Araştırmalar Ekibi’nin çalışma saatleri dışında kalan zamanlarda) “Köktürk Harfli Yazıtları Okuma Teknikleri” konusunda uygulamalı dersler verilmiştir.

-58. Türk-Moğol Bilim Heyeti’ndeki ekiplere rehberlik ve danışmanlık hizmetinin verilmesi.

2. Diğer Hizmetler:

2.1. Moğolistan Halk Cumhuriyeti Aydınlanma Bakanlığı Proje Yetkilileri ve Çalışmaları: Aydınlanma Bakanlığı Enformasyon, Araştırma ve Değerlendirme İşleri Daire Başkanı ve Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi Eş Başkanı Prof. Dr. Lamjav BATTOLGA, Aydınlanma Bakanlığı Tarih ve Kültürel Mirasları Koruma Uzmanı ve Proje Koordinatörü Zunduyn OYUNBİLEG, Moğolistan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü Müdürü ve Proje Bilimsel Araştırmalar Başkanı Prof. Dr. Ayuday OCHİR ve Proje Arkeolojik Araştırmalar Ekibi Eş Başkanı Dr. Dovdoyn BAYAR ve Tarih Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Damdinsurengiyn TSEVEENDORJ, 2000 yılı çalışmalarının arzu edilen seviyede gerçekleşebilmesi için olağanüstü gayret sarf etmişlerdir. Türk-Moğol Bilim Heyeti’nde görev yapan Türk bilim adamlarına Moğolistan sınırları içinde rahat dolaşma ve kolaylık sağlama amacıyla özel kimlik kartları hazırlatan Aydınlanma Bakanlığı yetkilileri, zaman zaman ortaya çıkan bürokratik engelleri de kısa sürede çözümleme yoluna gitmişlerdir.

2.2. TİKA Temsilcileri: Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesinin 2000 yılı çalışmalarında Ankara’da Lâle UĞUR, Moğolistan’da ise Refik ÇETİNKAYA ve Mustafa KARASET görev yapmıştır. Türk- Moğol Bilim Heyeti’nin arazideki çalışmalarını başından sonuna kadar takip eden ve zaman zaman da onlarla çalışmalara katılan Refik ÇETİNKAYA ve Mustafa KARASET, bir yandan ekiplerin ihtiyaç duydukları malzemeleri temin ederken, diğer yandan Ankara’daki TİKA yetkilileri ile Ulaanbaatar’daki Moğol makamları arasında sürekli irtibatı sağlamış; çalışmaların amacına uygun, sorunsuz ve başarılı şekilde gerçekleşebilmesi için büyük gayret sarf etmişlerdir.

2.3. Çalışmalarda Görev Yapan Moğol Öğrenciler: Moğolistan Halk Cumhuriyeti Aydınlanma Bakanlığı yetkilileri tarafından özenle seçilerek Türk-Moğol Bilim Heyeti’ne yardım etmek üzere görevlendirilen Jargal ERDENE-OÇİR, Togoo OTGONBAYAR, Altangerel SUHBAATAR, Ganbaatar SUGAR, Purevrinçin ÇİNBAYAR, Tumenjargal TÖGSJARGAL, Suhbaatar GANTSOGT, Urtnasan GANÇULUUN, O. BATBAYAR, Bathişig ŞANGİDORJ, Münhtulga RENÇİNHORLOO, Naimanbagna DOLÇİNSÜREN, Nyamgerel TÖMÖRBAATAR ve Enhbolor AMAARAGÇAA adlı üniversite öğrencileri, görevlerini son derece başarılı şekilde yerine getirmişlerdir.

2.4. Tercümanlık Hizmetleri: Türk-Moğol Bilim Heyeti’nin İngilizce-Türkçe, Türkçe-İngilizce tercümanlığını Araş. Gör. Dr. Mehmet Mahir BÜLBÜL, Yük Müh. Murat YAKAR ve Müh. Burcu GÜNDOĞDU; Moğolca-Türkçe, Türkçe-Moğolca tercümanlığını ise, Dr. Tsendiyn BATTOLGA, Batsaikhan ZAGDRAGCHAA ve Uyanga ERDENEBİLEG yapmışlardır.

2.5. Görüntüleme Hizmetleri: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Avrasya Televizyonu’ndan A. Yağmur TUNALI sorumluluğundaki iki kameraman Türk-Moğol Bilim Heyeti’nin çalışmalarını yerinde görüntülemiştir. Söz konusu görüntülerden hareketle TRT tarafından Moğolistan’daki Türk kültür ve medeniyet eserleriyle ilgili bir belgesel hazırlanmaktadır.

2.6. Sağlık Hizmetleri: Türk-Moğol Bilim Heyeti’nin sağlık sorunlarını çözümlemek amacıyla bilim heyetine katılan Dr. Uğur GÖNÜLALAN, önce ekiplerin sağlık sorunlarıyla sonra ise, Orhun vadisinde yaşayan Moğollar’ın muayene ve tedavisiyle uğraşmıştır.

2.7. Konaklama Hizmetleri: Türk-Moğol Bilim Heyeti’nin konaklama hizmetleri Moğolistan’da faaliyet gösteren Türk firması Dünya A.Ş. tarafından karşılanmıştır.

SONUÇ: Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi kapsamında Türk-Moğol Bilim Heyeti tarafından gerçekleştirilen ve yukarıda ayrıntılı olarak dikkatlere sunulan yüzey araştırmaları ile epigrafik, topografik, arkeometrik, fotogrametrik tespitler ve arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen bilgi, bulgu ve belgeler Türk kültür ve medeniyetinin hem geçmişine hem de geleceğine ışık tutacak niteliktedir. Söz konusu bu bilgi, bulgu ve belgelerden hareketle Türk kültür ve medeniyeti ile ilgili olarak şunları ifade etmek mümkündür:

1- Türk yaşayışının, inanışının ve dehasının mahsulü olan Köktürk anıt ve yazıtları, Türk kültür ve medeniyetinin ilk eserleri değildir. Zira hem Sakalar’a, Hunlar’a, Kırgızlar’a, Avarlar’a ait mezarlar, kurganlar, heykeller, dikili taşlar, süs ve kullanım eşyaları hem de Köktürk dönemine ait yazıtların dili, içeriği, yazılış biçimleri ile külliyelerdeki ayrıntılı şekilde tasvir olunmuş insan ve hayvan heykelleri, lahitlerin üzerindeki süslemeler, altından yapılmış süs ve kullanım eşyaları bu fikri açıkça doğrulamaktadır. Bu sebeple Köktürk öncesi Türk tarihinin, Türk kültür ve medeniyetinin Türk bilim adamları tarafından araştırılıp incelenmesi artık bir zaruret hâlini almıştır.

Moğolistan Halk Cumhuriyeti’ndeki Sakalar’a, Hunlar’a, Kırgızlar’a, Avarlar’a ait mezarlarda, kurganlarda, yerleşim merkezlerinde Japonlar, Amerikalılar, İngilizler, Güney Koreliler, Ruslar, Almanlar ve Fransızlar, birkaç yıldan beri çok yönlü araştırma ve incelemeler yapmakta, arkeolojik kazılar yürütmekte ve bunların sonucunda elde ettikleri bilgi, bulgu ve belgeleri de yayınlamaktadırlar. Bu yayınlarda Sakalar’ın, Hunlar’ın, Kırgızlar’ın, Avarlar’ın Köktürkler’le, Türk Milleti’yle olan tarihî ilgisi genelde göz ardı edilmiştir. Oysa Köktürk ve Uygur dönemlerine ait anıt mezarlar, Saka, Hun, Kırgız ve Avar dönemlerine ait kurganların; yazıtlar ise, söz konusu dönemlerde vücuda getirilen üzerleri damgalı ve işlemeli dikili taşların devamı niteliğindedir.

2- Yukarıda dikkatlere sunulan bilgilerden de anlaşılacağı üzere Türk Milleti, göçebe medeniyetin yanında, yerleşik bir kültür ve medeniyete de sahiptir. Ancak bu gerçek, yıllardır göz ardı edilmiş ve Türk Milleti’nin yerleşik kültür ve medeniyetine ait özellikler de başka milletlere mal edilmeye çalışılmıştır.

Külliyelerin inşa edildiği yerler, külliyelerin yapısı ve bu yapılarda kullanılan taş, mermer, granit, seramik unsurlar (sütunlar, sütun altlıkları, döşemeler, tuğlalar, kiremitler, künkler, demir ızgaralar); külliyelerdeki heykeller (insan heykellerinin tasvir olunan kişilerin sosyal statülerini bildiren duruş ve oturuş biçimleri, yüz hatları, saç, sakal, bıyık şekilleri, yöneten ve yönetilenler (kagan ve bodun) arasındaki ilişkileri yansıtan giyim kuşam özellikleri, yaka ayrıntıları (kağanlık ve kumandanlık heykellerinde yakaların dik oluşu ve yakaların erkek heykellerinde soldan sağa, bayan heykellerinde sağdan sola doğru tasvir edilmesi) ve kazılarda ortaya çıkarılan süs ve kullanım eşyaları … yerleşik hayatın derin izlerini yansıtmaktadır.

3- Külliyelerin yapısı ve bu külliyelerin birer parçası olan yazıtların, kaidelerin ve heykellerin üzerlerinde bulunan damgalar, bu kültür ve medeniyet abidelerinin sahiplerinin (Türk boylarının) iktidarı ele geçirmek için birbirleriyle savaşıp birbirlerinin hâkimiyetine son vermiş olsalar da gerçekte aynı milletin mensubu olduklarını açıkça ortaya koymaktadır. Zira yazıtların ve heykellerin pek çoğunun üzerinde bulunan dağ keçisi / teke damgası, birlik olduklarında güçlü devlet kuran, hataya düştüklerinde (birbirlerine ihanet ettiklerinde) perişan olup bitkin düşen Türk Milleti’nin (Türk Sir Bodun’un) ortak damgalarından biri olmuştur. Köktürk öncesi, Köktürk ve Köktürk sonrası Türk yazıt ve anıtlarının, kaya üstü tasvirlerinin pek çoğunda bulunan dağ keçisi / teke damgası, özgürlüğü, bağımsızlığı, kararlılığı, uyanıklığı, zeyrekliği, çevikliği, en erişilmez yerlere bile erişilebilirliği, liderliği, önderliği, hakimiyeti, asaleti, cesareti simgelemektedir. Önceleri kağanı ve kağan sülalesini simgeleyen bu damga, sonraki dönemlerde kağana bağlılığı bildirmek için de kullanılmıştır.

4- Eski Türk yazıtları içinde en fazla tanınmış olan Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtları’nın tepelik kısımlarının doğu ve batı yüzlerinde tasvirler bulunmaktadır. Bu tasvirler, konuyla ilgili çalışma yapan bilim adamları tarafından, bugüne kadar, birbirine paralel ejder tasvirleri olarak kabul edilmiştir. Cengiz ALYILMAZ, Moğolistan’daki kurt ve ejder tepelikli yazıtlar üzerinde yapmış olduğu araştırma ve incelemelerde, Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının tepelik kısımlarındaki tasvirlerin, birbirine paralel ejder tasvirleri değil; kurttan süt emen çocuk tasvirleri olduğunu tespit etmiştir. Bu sebeple konuyla ilgili çalışmalarda bugüne kadar ejderli tepelik olarak adlandırılan Köl Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının tepeliklerinin, (Bugut yazıtında olduğu gibi) kurttan süt emen çocuk tasvirli tepelik şeklinde düzeltilmesi, Türk kültür ve medeniyeti açısından son derece yararlı olacaktır.

5- Her biri Türk tarihinin, Türk dilinin, Türk kültür ve medeniyetinin ölümsüzlük eseri olan Moğolistan’daki Türk anıt ve yazıtları, herkesin görebilmesi için genelde merkezî yerlere dikilmiştir. Zira Köl Tigin yazıtında bunu açıkça ortaya koyan ifadelere rastlanmaktadır:

on-ok oğlıña tatıña tegi bunı körü biliñ beñgü taş tokıtdım yaguk el erser ança takı erig yerte irser ança erig yerte beñgü taş tokıtdım bititdim anı körüp ança biliñ: On-Ok oğullarına (ve) yabancılarına kadar (hepiniz) bunları görüp öğrenin. Ebedî taş hâkkettirdim. (Burası) yakın (bir) mevki olduğundan, ayrıca kolay erişilir (bir) yer olduğundan, böyle kolay erişilir (bir) yerde ebedî taş hâkkettirdim, yazdırttım. Onu görüp öylece bilin (ve öğrenin). G 12-13

“… Gelecek hatsiz hesapsız nesillerin dimağlarında onların müşterek muvaffakiyetlerinin şaşaası her gün yeniden canlansın diye, uzakta ve yakında bulunan herkesin bunu öğrenmesi için bilhassa muhteşem bir yazıt diktik”. B 24-25
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -