Ana Sayfa 1998-2012 Dünden Bugüne: Ruhunu Arayan Millet

Dünden Bugüne: Ruhunu Arayan Millet

Zaman zaman hançerimizde düğümlenen bir suali, ızdırap dolu çığlıklarla haykırmaktan artık kendimizi alamıyoruz. Bizi elemlere garkeden feryâdımızın kısa muhtevâsı şu birkaç cümledir:

- Reklam -

– Türk Milleti, nasıl oldu da, kendisine hayatiyet veren büyük ve asîl ruhunu kaybetti? O’nun yüce ruhunu kimler çaldı? Bu mukaddes emaneti hangi eller söküp aldı? Ve şimdi, ruhunu kaybetmiş bir bedenden başka elimizde ne kaldı?

Yakın tarihimizin küçük bir muhasebesi, bazı teşhis noktaları getirecek çapta ve kıymettedir.

İstiklâl Savaşımızın bir başka adı da Millî Mücadele’dir. Bu savaşın kazanılmasında Başkumandanından neferine kadar bütün ordumuz, bıyığı terlemiş gencinden seksenlik ihtiyarına kadar bütün milletimiz ter, kan, ve gözyaşı dökmüştür. Fakat bütün bunla rın üstünde, Millî Mücadeleyi başarıya ulaştıran tek faktör vardır: Kuvayı Milliye Ruhu.

Bu ruhu sindiremiyenler, bütün milleti son ferdine kadar öldürseler, yine de hezimete mahk~um olduklarını anlamışlardır.

Halk Partisi diktasına ve zulmüne karşı kıyam eden Anadolu’nun bağrında açılan Senirkent, Aslanköy yaraları ancak millî iradenin şefkatli eliyle şifa bulmuştur. Şeflik, 14 Mayıs 1950 akşamı grub eden güneşle birlikte batmıştır. Yollara dökülen, son nefesinde sandık başına getirilen, kanını ve canını sebil etmeği göze alan silâhsız, fakat inançla dolu insanlar “beyaz ihtilâl”in meçhul askerleridir.

Hiç yıkılmayacağını sanan İsmet Paşa’yı Çankaya’dan göçe zorlayan büyük hareketin ismini hatırlayalım: 1946 ruhu.

- Reklam -

27 Mayıs 1960 sabahı doğan, fakat kısa süre içinde partizanlığa d önüşmesi yüzünden uzun ömürlü olamayan, kardeş kavgasına son verme teşebbüsünün hâfızalardan hemen hemen silinmiş olan ismi de aslında ne kadar mânâlıydı: Millî Birlik Ruhu.

1970’ler Türkiye’sinde mahallî komünist kalkışmalarını sindiren bu yangını Türkiye Çapında söndürme görevini yüklenen ordumuzu alkışlayan ve canla-başla yardıma hazır bulunan milletimiz yeniden ruhuna kavuşmuş gibidir.

Kuvayı Milliye Ruhu olsun, 1946 Ruhu olsun, hattâ kısa ömürlü Millî Birlik Ruhu olsun, milletle ordumuzun kaynaşması neticesinde hâsıl olmuştur. Bir ordu-millet olmanın gururunu ve büyüklüğünü ne zaman hissetsek bizi akıl almaz hamlelere götürecek ruhumuza kavuşuyoruz.

O halde, büyük bir ye’se kapılmanın sırası değil Çünkü, milletimiz, bugün kendi ordusuyla, belki elli yıldan beri ilk defa bu kadar büyük ölçüde birleşiyor, bütünleşiyor. Bu bütünleşmenin sonunda milliyetçi müreffeh, büyük Türkiye’ye can verecek ruh muhakkak hâsıl olacaktır.

Bırakalım, bunun adını da, gelecek yılların nesilleri, bizim bahtı açık evlâtlarımız koysun.

- Reklam -

Bugün, en ziyade dikkat etmemiz gereken tehlike, ordumuzla milletimizin arasını açmak gayretleridir. Bu tuzağa düşmemeliyiz. Onlar, aslında, yeniden hayatiyete kavuşan ruhumuzu çalmak istiyorlar. Ruhsuz bir milletin cansız bir beden olduğunu hesaplayanlar, milletin cesedini sokaklarda sürüklemek hülyasında ve sadizmindedir.

Onlara cesaret ve fırsat vermemeliyiz.

Ruhumuza sahip çıkmanın tam zamanıdır.

19 Eylül 1972 (Bugün Gazetesi)

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -