Ana Sayfa 1998-2012 DİL İNKILÂBINA DOĞRU

DİL İNKILÂBINA DOĞRU

ARI BİZİZ, BAL BİZDEDİR…

- Reklam -

(Türkçenin Bahçesinde Bir Gezinti)-XV

“Atatürk inkılâpları askerî-siyâsî, idârî-hukûkî ve lisânî-harsî olmak üzere üç büyük safhaya bölünürse, dil inkılâbı bunlardan üçüncüsünün başında yer alır. … Ankara Hukuk Mektebi’nin 5 Kasım 1925 günü açılışı, ikinci safhayı üçüncüsüne bağlamıştır. Atatürk, o gün söylediği nutuk ile, Türk inkılâbının karakteristiğini tesbit etmiştir. Türk inkılâbının, ihtilâl yâhut devrimden ibâret olmadığına dikkati çekerek; bu ihtilâl, demiştir, kelimenin vehleten îmâ ettiği ihtilâl mânâsından başka ve ondan daha geniş bir değişikliği ihtivâ etmektedir.”(1)

Türk dilinin, bir inkılâb konusu yapılmasından çok önce, daha 1920’de, T.B.M.M. Hükûmeti’nin o zamanki Maarif Vekili Dr. Rıza Nur’un özel emriyle, Anadolu ağızlarından kelime derlenmesine başlanmıştır. Hars Müdürü Besim Atalay’ın idâre ettiği bu ilk derlemenin tasnîfine, ancak 1925 yılında geçilebilmiştir.(2)

Ancak, dil inkılâbı üzerinde bizzat Atatürk’ün nezâretinde çalışılmaya başlanması, bu inkılâba zemîn hazırlar mâhiyetteki alfabe inkılâbından sonradır. Alfabe ve dil inkılâbları arasında, hayli kuvvetli bir bağ vardır. Alfabe değişikliğinin çok kısa bir zamanda başarılması ve yeni târih tezinin ortaya çıkışı, dile olan ilginin artmasına sebep oldu.

– Prof. Dr. Necati Akder, Ziya Gökalp’a Göre Dil İnkılâbı ve Ötesi-II, Türk Dili İçin-I, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara, 1966, s. 28

- Reklam -

2 – Türk Dil Kurumu, Dil Devriminin 30 Yılı, Ankara, 1962, s. 11 / Ali Karamanlıoğlu, Türk Dili Nereden Geliyor, Nereye Gidiyor? , İstanbul, 1972, s.101

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -