Ana Sayfa 1998-2012 Cemreler düşerken

Cemreler düşerken

SUYA, toprağa, havaya ardı ardına cemreler düşüyor. Ne gariptir ki, baharın ve güneşli günlerin habercisi sayılan cemreler, lâpa lâpa yağan karla birlikte düşüyor. Kar berekettir diyelim, cemre bir iyi niyettir. Gören varsa cemreyi haber versin ki iyi niyetini bilelim.

- Reklam -

Ama artık ümidimiz farklılaşmıştır: Cemrelerin sadece suya, toprağa, havaya değil, biraz da gönüllere düşmesini bekliyoruz.

Gönüllere düşmeli ki cemre, gönlümüz ısınsın. Hasetleri, kinleri, arkadan vurmaları silip süpürsün. Gönüllerimiz aydınlıklara bürünsün. İnsanın insana, vatandaşın vatandaşa, yoldaşın yoldaşa, arkadaşın arkadaşa zulmü bitsin. İhmalleri, umursamazlıkları, neme lâzımcılığ ı gönlümüze düşecek cemreler söküp atsın. Sorumluluk ve ciddiyet getirsin.

Suya düşeceğine cemre biraz da ruhumuza düşsün. Belki o zaman ruhlarımız arınıp temizlenir. Küçük çıkar hesapları bir kenara itilir ve belki de eski hasletlerimiz yeniden canlanır. Mefistofeles’in ruhunu aradığı gibi biz de gerçek ruhumuzu arayamaz mıyız? Ruhunu kaybeden bir milletin çocukları olmak hangimize onur verir ki? O mübarek cemre, belki çoktan kaybettiğimiz ruhumuzu bulmamıza da yardımcı olur. Kimbilir!

Havaya düşeceğine cemre, lütfetse de artık vicdanlara düşse. Hortumculuk, soygunculuk, vurgunculuk denilen belâlar bu sayede bizden uzak dursa. Hasta emekliler maaş kuyruklarında ve sabahın köründe çile doldururken düşüp ölmezler belki o zaman. Şifa arayanlar hastahane kapılarında sürünmezler, derdine çare arayanlar devlet kapısından kovulmazlar. Yoksulluğun pençesine düşenler haysiyetlerini satılığa çıkarıp köşe başlarında ona buna avuç açmazlar belki o zaman.

Cemre dediğimiz şey toprağa değil de iz’anlara, idraklere düşse ya biraz da. Düşse de bir avuç idraksizin başımıza getirdiği dertlerin ceremesini bütün millet çekmese. İnsanlar silkinip kendine gelse, öz benliğine tekrar kavuşsa. Belki işte o zaman böğrümüzde daimî bir sancı gibi duran ihanetlerden de kurtulabiliriz.

Ve, niyazımız odur ki, bütün cemreler şuurumuza düşse. Nereden gelip hangi meçhule gittiğimizi belki o zaman daha iyi anlarız. Çıkmaz sokaklarda yol aramaktan vazgeçip kendi fenerimizin ışığına koşarız. Köklerimizdeki aslî cevheri belki o zaman kavrar, yabancıdan dost olmayacağını görürüz. Bizi biz yapan ve yapacak olan değerleri haraç mezat harcamayız. Şuursuzluğun karanlığından şuurun aydınlığına doğru birkaç adım atsak neyimiz eksilir?

- Reklam -

Varsın düşsün o görünmeyen cemreler.

Biz gönüllere, vicdanlara, akıllara, şuurlara düşecek hakikî cemreleri hasretle bekleyeceğiz. Elbet bir gün gönüllerimiz ısınacak, vicdanlarımız nurlanacak, yolumuz aydınlanacaktır.

Selâm o günlere ve selâm bu hiç tükenmeyen ümide.
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -