Ana Sayfa 1998-2012 Baltık Türkleri

Baltık Türkleri

Baltık Denizi, Avrupa kıt’asında, 54° ve 66° kuzey enlemleri ile 9° ve 30° doğu boylamları arasında yer alır. Baltık Denizi’ne kıyısı olan devletler, “Baltık Devletleri” olarak anılır. Baltık ülkelerinden Estonya, Finlandiya, Litvanya, Letonya (Latviya) ve Polonya’da yaşamakta olan Türkler vardır. Sayıları 34.000’den fazladır.

- Reklam -

Estonya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)’nin 15 üye ülkesinden biri idi. Diğer Baltık Cumhuriyetleri olan Litvanya ve Letonya ile birlikte bağımsızlığını ilk ilân eden Birlik ülkeleri oldular. Nüfuslarının azlığı, Avrupa kıt’asında bulunmaları ve Hıristiyan oluşları sebebiyle bağımsızlık kararları hemen tanındı.

Estonya, küçük bir Baltık ülkesi. Yüzölçümü 45.100 kilometrekare, nüfusu 2.000.000 civarında. M.Ö. 3000 yıllarında yerleşim alanı hâline geldi. M.S. 900’lü yıllarda Vikingler’in, sonra Danimarka ve İsveç’in istilâsına uğradı. 1700’lü yılların başlarında ülkeyi Ruslar ele geçirdiler.

SSCB, yönetimi altındaki insanları çeşitli sebeplerle dama taşı gibi oradan oraya sürüyor veya göç etmeye zorluyordu. Ülkede yaşayan 8.500 Türk, sürgün ve mecburî göçler sebebiyle buraya gelip yerleştiler. Çoğu, “Tatar” olarak adlandırılan Kırım ve Kazan Türkleri’dir. Pek çoğu, ekonomik açıdan yeterli güce sahiptir. Bayram, doğum-ölüm gibi vesilelerle ata yurtlarına gidebiliyorlar.

Orta büyüklükte bir Baltık ülkesi olan Finlandiya, 338.145 kilometrekarelik bir toprağa sahip. Nüfusu 5.000.000’dan ibaret. Diğer Baltık ülkeleri gibi, M.Ö. 3000 yıllarında insanların yerleşimine sahne oldu. Uzun süren istilâ ve sömürülme yıllarından sonra 1917’de bağımsız cumhuriyet hâline geldi. Finlandiya’nın bağımsızlığını kazanmasında, ülkede yaşayan az sayıdaki Türklerin önemli katkıları oldu.

Finlandiya halkı, Türklerle 1800’lü yıll arın hemen başında tanıştı. Ülke o yıllarda Rusların egemenliği altında idi. İlk Türkler, Finlandiya’ya Tataristan’ın başşehri Kazan’dan ticaret amacı ile gelmişlerdi. Seyyar tüccarlar, bölge halkından ilgi ve yakınlık görünce, yerleşik düzene geçtiler. Helsinki’de hürriyetler, Kazan’a göre daha geniş sınırlara sahipti. İnançlarının gereklerini burada daha rahat yerine getirebiliyorlardı. Akraba ve dostlarını da yanlarına aldılar. Moskova’nın gönderdiği Müslüman memur ve askerler de görev süreleri bitince Finlandiya’da kalmayı tercih ettiler. Finlandiya’da yaşayan Kırım Türkleri’nin ise, Rusların sık sık gerçekleştirdikleri sürgünler sebebiyle geldikleri biliniyor. “Sürgün” denilince akla Kırım Türkleri gelir. Onlar, dünyanın her tarafına göç etmek mecburiyetinde kaldılar.

Finlandiya’da, İslâm Kültürü ile ilgili olarak topluma yansıyan ilk eylem, bir Müslüman mezarlığının organize edilmesi oldu. Bu hak, onlara Fin yönetiminin bir mükâfatı idi. Çünkü Türkler, vatandaşı oldukları Finlandiya’nın topraklarını korumak için teşkilâtlanıp mücadele ettiler, şehitler verdiler. 1939 yılında başlayıp 5 yıl süren Rus-Fin savaşı sırasında da şehit olan Türkler için hükûmet, tahsis ettiği mezarlık arazisinde bir de âbide inşa etti. Kazan Türkleri, kendi aralarında topladıkları paralarla, cami yaptılar. Hükûmet, caminin yapımında da katkıda bulundu.

- Reklam -

Artık Finlilerle Türkler, kader birliği yapmışlardı. Savaş günlerinde acıları, savaştan sonraki ilk yıllarda kıtlık günlerinin sıkıntılarını, barış döneminde ise sevinçleri paylaştılar. Mutluluğu, birlikte ve kardeşçe yaşamakta buldular. Türklerin futbol kulüpleri, Kur’an kursları var. Hükûmetin de yardımı ile Türk okulu açtılar. Okul, öğrenci yetersizliğinden, sonraki yıllarda kapandı. Hâlihazırda, yaz aylarında Türkçe kurslarının verildiği bir lokal, genelde ise ibadet ve kültür merkezi olarak kullanılıyor.

Kırım ve Kazan Türkleri, Finlandiyalılara Müslüman-Türk’ü tanıttılar, sevdirdiler. Hareket, Avrupa kıt’asının tamamına yayılabilirse, Avrupalının Türklük ve İslâmiyetle barışması sağlanabilir. Onlar da bizler de huzur ve güvenlik içerisinde oluruz.

Letonya’nın nüfusu 3.000.000, yüzölçümü ise 64.500 kilometrekare. Diğer Baltık ülkeleriyle aynı kaderi paylaşmış. Letonya’da 2.500’e yakın Türk var. Türklerin, özellikle Azerîlerin buraya sürgün ve mecburî ikamet sebebiyle geldikleri biliniyor.

Letonya, bir sanayi ülkesi. Elektrikli ev eşyaları, dizel motoru, gemi ve demiryolu makinaları imalâtı, ekonomiyi diri tutuyor. Türklerin çoğu bu tesislerde işçi ve yönetici olarak çalışıyor.

Litvanya, 65.200 kilometrekarelik bir ülke. Nüfusu, 4.000.000. Burada 8.000.000’den fazla Türk yaşıyor. Çoğunluk, 4.000 kişi ile Kazan Türkleri’nde. Ticaret maksadı ile gelip yerleşmişler. 2.000 civarındaki Kırım Türkleri ile Azerîler ise sürgün kurbanı. Türkler, tarımda ve sanayide çalışıyorlar.

- Reklam -

Baltık ülkelerindeki Türklerin toplu olarak yaşadıkları tek ülke Litvanya’dır.

Kazan ve Kırım Türklerinin kendilerine ait yerleşim bölgeleri var. Kırım Türklerinin çoğu Musevî’dir. Bunlara “Karaimler” deniliyor.

Polonya, Türk barındıran Baltık ülkelerinden en çok nüfuslu olanıdır. 40.000.000 insan, 313.000 kilometrekare olan ülke topraklarında yaşıyor. Polonya’nın yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanması, diğer Baltık ülkelerinden çok sonradır. İslâv ırkından insanlar, 963 yılında bölgeye yerleştiler. Onlara, “yayla insanı” anlamında “Polane” deniliyordu. 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Avrupa’nın güçlü devleti konumunda oldular. 1772 yılında ülke toprakları Prusya, Rusya ve Avusturya arasında paylaşıldı. 1918 yılında Versay Antlaşması ile bütünlüğe ve bağımsızlığa kavuştu. 1939 yılında Ruslar tarafından işgal edildi. 1980 yılında Leh Walesa’nın başlattığı işçi hareketleri, 1989 yılında Polonya’ya, Rusya’nın peyki olmaktan kurtardı.

Polonya, gemi inşa tersaneleriyle ünlü bir ülkedir. Ülkede yaşayan Türklerin çoğu, bu işyerlerinde çalışır. Polonya’daki Türklerin tamamı, Kırım ve Kazan’dan gelmişlerdir. Çoğunluk Karaim Türkleri’dir. 1.000 kadar Çuvaş ve Kazakistan Türkü vardır.

Karaimler, göçebe Türk boylarından biridir. Cengiz Han soyundan gelmekle birlikte, Kıpçaklarla beraber olarak Moğollara karşı savaştılar. Başlangıçta Şamanizm inancına mensup idiler. Hangi sebepledir bilinmez, daha sonra Musevîliği kabul ettiler. Kırım’ın Cufutkale şehrinde yaşarlarken topraklarının Rus saldırısına uğraması sebebiyle bir kısım Müslüman Kırım Türkleri ile birlikte Baltık ülkelerine göç ettiler. Karaimlerin 1.000 – 1.500 kişilik bir bölümü halen Kırım’da yaşamaktadır. Türkçenin bir lehçesi olan Tatarca dili ile konuşurlar. İbranîce yazarlar. Doğum ve evlenme ile ilgili gelenekleri Müslümanlar, ölümle ilgili âdetleri Musevîler gibidir. Daha ziyade kuyumculuk ve saat işçiliği gibi ince san’atlarla geçim temin ederler. Müslüman Tatarlar ile uyum içerisinde yaşarlar.

Baltık ülkelerindeki Türkler, kendi kültür ve geleneklerini yaşayarak rahat bir hayat sürdürüyorlar. İran Türkleri yaşadıkları bölgedeki huzurlarını, Fars kültürünü benimsemiş olmalarına borçlular. Baltıklarda durum farklı. Oranın çok soğuk iklimine rağmen, Baltık insanı, yabancı kültürlere karşı ılıman yaklaşıyor. Onun içindir ki bizim insanlarımız Baltıklarda, kendi millî ve dinî kimlikleriyle huzur içerisinde yaşama imkânı bulabiliyorlar.

Darısı, diğer Türk azınlıklara…
 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -