Ana Sayfa 1998-2012 Alihan Bökeyhan

Alihan Bökeyhan

Türkistan’ın siyasî hayatında önemli bir yeri olan, Alaş hareketinin önderi ve Alaşorda hükûmetinin de başkanı olan Bökeyhan, 1870 yılında Semey vilâyetinin Karkarlı kazasında doğmuştur. İlk öğreniminden sonra Ombı’da teknik yüksek okulu bitirmiş ve Petersburg Orman Enstitüsü’ne kaydolmuştur.

- Reklam -

Alihan Bökeyhan, bu yıllarda siyasî eserleri okumaya yöneldiği gibi, öğrenci hareketlerine de katılmıştır. Bunun sonucu olarak istihbarat birimlerinin sürekli listesinde yer almış ve hakkındaki takibatlar 1917 devrimine kadar sürmüştür.

Her ne kadar 1904-5 Rus- Japon savaşı sonrası Rusya Türklüğünün, özellikle Kazan, Ufa, Bakü merkezli bölgelerinde kültür hareketleri artmış, gazete ve dergiler çıkarılmış ise de, iklim ve coğrafyanın uzaklığı ve kötülüğü, Türkistan’ın her bölgesinde bu uyanışın aynı oranda olması için yetmemiştir. 1913 Romanov hanedanının tahta çıkışının 300. yılı dolayısı ile yayınlanan af da, Türkistan’a pek yansımamıştır. Fakat, 1916 yılında Türkistan ve Bozkır valilikleri aracılığı ile cepheye asker sevkiyatı konusunda çıkan tartışmalar, 1916 yılında Türkistan Türklerinin ayaklanmasını engelleyememiştir. İşte bu dönemde Orenburg’da yayınlanan Kazak gazetesi 1913 yılından 1918 yılına kadar Kazak Türklerinin hareketlenmesinde, bilinçlenmesinde etkili olmaya başlamıştır. Gazetenin dikkat çeken isimleri ise, Ahmet Baytursunov, Mircakıp Duvlatulı ve Alihan Bökeyhan’dır.

Kazak Türklerinin ve Bökeyhan’ın hiç şüphesiz en önemli eseri Alaş Partisi olmuştur. Bu parti, 1917 yılında Birinci Umumî Kazak Kurultayı’nda kurulmuştur. Bu parti Kazak Türkleri tarihinde kurulan ilk partidir. Partinin hedefi ise, Kazak Türklerinin bağımsızlığı ve hür devletlerle eşit şartlarda bir devlet kurmaktır.

Rusya’da Şubat 1917 de yaşanan ihtilâl sonrası, bu birçok bölgede olduğu gibi Kazak Türkleri arasında da, yenileşme, demokratikleşme ve bağımsızlık hareketi olarak değerlendirilmiştir. Bundan dolayı Kazak aydınları, ihtilâle ve ihtilâli yapan geçici hükûmete tam destek vermişlerdir. Teşkilâtlanmak maksadı ile de her ilçede Kazak komiteleri kurulmuş, ki, bu komiteler daha sonra Alaşorda hükûmetinin mahallî temsilcilikleri hâline getirilmiştir. Bu teşkilâtlanmada birinci derecede yetkili de Alihan olmuştur.

Kazak Türkleri 1917 yılı Aralık ayında ikinci umumî Kazak kurultayını yapmışlardır. Bu kurultay sonunda da Alaşorda Hükûmeti kurulmuştur. Başkanlığa Alihan Bökeyhan seçildiği gibi, Demokratik Rusya Federal Cumhuriyeti’ne bağlı Özerk Alaş Devleti’nin kurulması doğrultusunda bir de karar kabul edilmiştir.

Gerek Rusya’daki gerekse Türkler arasındaki bu gelişmeler, Türk Dünyası’nın diğer coğrafyalarında olduğu gibi, Kazak Türkleri arasında da, Kazak Devleti’ni yeniden kurmak ve millî ruhu canlandırmak fikrini hayata geçirmeye çalıştığını göstermektedir. Hiç şüphesiz 1917’deki bu gelişmelerin ve kutlu yolun baş önderi hiç kuşkusuz Alihan Bökeyhan’dır. Bökeyhan da, diğer Türk dünyası önderleri gibi, öncelikli olarak eğitim meselesini halletmeyi düşünmüş ve milletine bu uğurda bir hayli eser de bırakmıştır. Fransız İhtilâlinden diğer dünya ihtilâllerine birçok gelişmeyi öğrenmeye ve bunların kendisine göre iyi yanlarını milleti için uygulamaya çalışmıştır.

- Reklam -

Alihan Bökeyhan siyaset ve millet hadimliği yanında iyi de bir bilim adamıdır. Çünkü, o, Kazak Türklerinin ahlâkî duygularını, ruh hâletini, tabiatını, hayat tarzını, içtimaî ve siyasî vaziyetini farklı yönleriyle ele alarak incelemeye çalışmıştır. O bu çalışmalarına sadece siyasi mücadele döneminde değil, Sovyetler Birliği döneminde de devam etmiştir. Nitekim 1926 yılında Sovyetler Birliği İlim Akademisi başkanlık divanı, Alihan Bökeyhan’ı Kazakistan temsilcisi tayin etmiştir. Bunun dışında, birlik üyesi ve özerk cumhuriyetleri incelemek üzere kurulan özel komitenin de üyesi yapmıştır. Bunlar dışında Alihan, Rusya yerli ve şehir aydınları kurultayı’na üye, Birinci Devlet Duması’na Semey milletvekili seçilmiştir.

Bökeyhan, Rusya Türklerinin her hareketine katılmıştır. Bu konuda Rusya Müslümanları Kurultayı’na katıldığı gibi, Duma’da da, Müslüman Grubun önderlerinden biri olmuştur.

Tüm bu faaliyetlerine rağmen, Stalin döneminde uygulanmaya başlayan Kırmızı Terör’ün mağdurları arasında yer almaktan kurtulamamış, birçok Türk aydını ve kahramanı gibi, 1937 yılında halk düşmanı olarak tutuklanıp ölüm cezasına çarptırılmıştır. Sonuçta millet sevgisinin ve Türkçülüğünün bedelini canı ile ödemiş, unutturulmak istenmiş, ancak, onu kurşuna dizenlerin hepsi unutulmuş, o bugün hâlâ milletinin kalbindeki şerefli yerini muhafaza etmektedir.

 

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -