Ana Sayfa 1998-2012 ADLARIMIZ TÜRKÇE OLMALI

ADLARIMIZ TÜRKÇE OLMALI

Yazık ki, kültürümüzde görülen yozlaşma gün geçtikçe artıyor. Defalarca işaret ettiğimiz gibi, mağaza isimlerinden başlayıp gazete ve TV isimlerine kadar yayılan bir İngilizce tutkusu başını almış gidiyor. Köy bakkalları bile İngilizce tabela yaptırıyorlar. Sanki Türkçe olursa satışlar azalacak gibi bir inanış var. Tam bir aşağılık duygusu.

- Reklam -

Yine aynı yönde, fakat değişik nitelikte bir yabancılaşma da şahıs isimlerinde. Analar babalar, çocuklarına yabancı isim koymakta bir sakınca görmüyorlar. Bunu da, nasıl olsa Müslüman ismi diyerek bir iftihar kalıbına sokuyorlar. O isimlerin, aslında Arap isimleri olduğunu düşünmüyorlar. Hele son zamanlarda yayılan Enes, , Dücane gibi duyulmamış Arap isimlerinin de piyasaya çıkarılması son derece üzücü. Muaviye ve Yezid gibi isimlere henüz rastlanmaması, Kerbelâ faciasının hâlâ devam eden acı etkilerinden olsa gerek. Yoksa, başka bir sakıncası görülmeyebilirdi.

İslamî isim olduğu sanılarak çocuklara verilen adların nereden çıktığına bakarsak Tevrat’a gitmemiz gerekecek. Oradaki Yahudi krallarının adları İslamî hâle getirilerek yaygınlaşmış. Samuel İsmail olmuş, Salamon Süleyman; Abraham İbrahim olmuş, Yasef Yusuf. Yahudilere ait isimleri İslamî isim sanarak çocuklarına koyanlar bu gerçeği biraz düşünmeliler.

Hristiyanlarda da dinî kaynaklı isimlerin bulunduğunu biliyoruz. Ancak, Avrupa milletleri ortak bir maziden ve kültürden geliyorlar. Birbirine yakın isimler almaları da bu sebeple anlaşılabilir bir şey. Ama, bir de Japonlara, Çinlilere, Hintlilere bakalım. Onların arasında Hristiyan veya Müslüman adı taşıyanlar hemen hiç yoktur. Müslümanlığa geçen az bir kitle ise, İslamî adı ancak ikinci isim olarak almaktadır.

Kendimize sormalıyız: Araplar, çocuklarına Türk adı koyuyorlar mı? Böyle bir şeye rastlayan var mı?

Bizde millîliğe sırt çevirmek son zamanların modası oldu. Siyasî İslam akımının bunda öncelikli rolü olduğunu görmekteyiz. Bu akımın peşine takılıp gidenler, hayatlarını da inançlarına paralel ayarladıkları için sloganlarla ve hacı hoca vaazlarıyla yetinebiliyorlar. Düşüncelerini derinleştirip gerçeği arayacak yerde –daima olduğu gibi- işin kolayına kaçıp başkalarının ağzıyla konuşup onların telkinlerini tekrarlıyorlar. Dostluklarını ve düşmanlıklarını da buna göre ayarlıyorlar. Yobazlığın bir başka tanımı da işte böyle yapılabiliyor.

İlerde, isimlere bakarak araştırma yapacak bilim adamları, şahısların isimlerinden onların hangi millete mensup olduklarını anlayamayacaklar. Bu gidişle Yahudi, Arap, Acem, Türk, Kürt birbirine karışacak. Bunu yadırgamamak mümkün mü?

- Reklam -

Türksek, adımız da Türkçe olmalı. Çocuklarımıza Türkçe ad dışında isim koymaya kalkışmayalım.

 

Orkun'dan Seçmeler

Yaşayan Ölüler

Izdırabı paylaşmak

- Reklam -