Ana Sayfa 1998-2012 ABD, kendi sonunu hazırlamaktadır

ABD, kendi sonunu hazırlamaktadır

SİYONİZMİN hamisi ABD, dünyaya karşı tehditler savurarak efelenmeye devam etmektedir. Dünyanın sayılı petrol bölgelerinden biri olan, Orta Doğu coğrafyasına hâkim olmak için de söylemediği yalan, teklif etmediği rüşvet, çevirmediği entrika kalmıyor. Hedef seçtiği Orta Doğu devletlerinden herbirini değişik suçlamalarla itham eden ABD üstün savaş gücüne güvenerek bu bölgede kalıcı işgale hazırlanmaktadır. Tabiî olarak Türkiye de bu tehditten nasibini fazlasıyla almaktadır.

- Reklam -

Dünkü ehlisaliplerin bugünkü temcilcileri olan ABD ve AB devletleri el ele vererek sözde insanlık adına İslâmı ve İslâm devletlerini sömürgeleştirmeye ve bu devletlerin topraklarındaki petrolün üzerine oturmaya çalışırken, İsrail’in yoksul Filistin halkına uyguladığı katliamları görmezden gelmektedir. ABD’nin ana hedefi bir taraftan dünya petrol hâkimiyetini eline geçirmeye çalışırken, diğer taraftan İsrail’in hedefi olan sözde vadedilmiş toprakları kolay işgal edilebilir hâle getirmek için yüzbinleri aşan silâhlı kuvvetlerini Orta Doğu’yu işgal etmek ü zere hızla organize etmektedir.

Şimdilik Irak ve Saddam’ı bahane eden ABD son on yıl içinde ikinci defa Türkiye’nin ekonomisini felç etmek istemektedir. Çünkü güçlü bir Türkiye var olduğu müddetçe Orta Doğu’da hiçbir batılı devlet atını oynatamayacaktır. Şimdi, Orta Doğu’yu istikrarsızlığa sürüklemek isteyen ABD ve AB devletlerine sormak lâzım, nerde Taliban senaryoları? Hani Useme Bin Lâdinler? Ve bunlara dair hikâyeleriniz? Bütün bunlar, ABD ve AB için Orta Doğu’yu işgal plânları adına uydurulan bahanelerden başka bir şey değildir. Vahşi batı kendi uydurdukları efsanelere dünyayı da inandırmaya çalışıyor.

11 Eylülde ikiz kuleleri vuranların Amerikalı olduğunu bütün dünya bilmektedir. Bunu Amerikalılar da bilmektedirler. Ve yine ABD’liler yıllardır süren ambargo yüzünden onbinlerce Iraklı çocuğun ilâçsızlıktan, gıdasızlıktan öldüklerini de bilmektedirler. Bilmeselerdi, ikiz kule olayında ölenlerin yakınları Bağdat’a gelerek, Amerikalı ve Avrupalı saldırganlara karşı canlı kalkan olmak isterler miydi?

Fakat Amerika hep böyle yapmıştır. İkinci Dünya Savaşı içinde, Japonları Pasifik Okyanusundan atmak için meşhur PÖRL-HARBUR baskınını organize ettiğini bütün dünya yıllar sonra öğrenmişti. Ama dünya kamuoyu (belki hâlâ) Japonya’yı suçlu bilmektedir. Bugün kitle imha silâhlarına sahip olduğu gerekçesi ile Irak’ı vurmaya çalışan ABD, 1945’te Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerini atom bombası ile cehenneme çevirmiş, ÜÇYÜZ ELLİ BİN Japon vatandaşını kitle hâlinde imha etmişti. O zaman Japonların elinde kitle imha silâhları mı vardı? ABD bunun hesabını hâlâ verememiştir.

Amerika için her şey paradır. Çıkardır, menfaattir. Hattâ Amerika için herhangi bir devletin sembolü olan bayrağının bile değeri yoktur. Kıbrıs’ta bulunan iki İngiliz askerî üssünün varlığını görmezden gelen ABD’nin, o günkü dış işleri bakanlığı sözcüsü Nikılıs Börs, Türk bayrağını gönderden indirip yerine Yunan bayrağını çekerken Türk askerleri tarafından öldürülen Rum gencine üzüldüğünü açıklamış, 17 Ağustos 1996’da verdiği bir demecinde Türk bayrağını hafife alarak aynen şöyle demişti: “Türk tarafı aşırı tepki gösterdi. Bayrak bir kumaş parçasıdır. İnsandan kıymetli değildir”.

Nikılıs Börs bu demeci verirken, imha ettikleri üçyüz elli bin Japonun insan olduklarını unutmuş olmalı. ABD üzerinde oturdukları toprakların gerçek sahibi kızılderililerin de insan olduklarını hatırlaması gerekirdi. Keza, Afrika’dan gemilerle ABD’ye taşıdıkları köleleştirilmiş zencilerin ataları olan nice KUNTA-KİNTE ve İzovralar vahşi batının kırbaçları altında can vermişlerdir. Vietnam’da en yeni silâhlarını tecrübe ederek onbinlerce insanın ölümünden zevk alan ABD bütün bu bozuk sicili sonunda 11 Eylülün ilk ve son olabileceğini iddia edebilir mi? Varlığına inandığımız ilâhî adalet gereği ruhların öfkesinin bundan sonra hangi kuleleri yere indireceğini kimse tahmin edemez. Çünkü ABD ettiklerini biçmeye yeni başlamıştır. Bir gün atalarının nasıl imha edildiğini öğrenen bir pilot ani bir öfke ve ilâhî bir adaletin emri ile uçağındaki nükleer bombaları New York ve Vaşington üzerinde patlatırsa şaşırmayın.
 

- Reklam -
- Reklam -

Orkun'dan Seçmeler

- Reklam -